Tum dunyada, cevresel krizle ilgili kuresel endiseler sonucunda dusuk karbonlu enerji sistemlerine gecis buyuk onem kazanmistir. Yenilenebilir enerjiler ve ozellikle ruzgâr enerjisi, bu anlamda etkili bir arac olarak gorulmeye baslanmistir. Ayni sekilde Turkiye’de ruzgâr enerjisi politikalari on plana cikmis, ulusal hukumetin destekledigi yatirimlar artmaya baslamis ve bu yatirimlar ozellikle Turkiye’nin bati illeri basta olmak uzere ruzgâr potansiyeli yuksek kirsal alanlardan yer secmeye baslamistir. Bu baglamda, Izmir’in ceperinin, buyuk olcekli ruzgâr enerjisi yatirimlarinin onemli hedeflerinden biri haline geldigi gozlemlenmektedir. Ancak, fosil yakitlardan yenilenebilir enerjiye gecisin gerekliligi konusundaki genel kabule ragmen, yenilenebilir enerji santrallerinin yasam alanlarina yakin bolgelerde insa edilmesi sonucu karsitliklar ortaya cikmaya baslamistir. Bu gecis surecleri, kirsal alanlarda tarim arazilerinin kamulastirilmasi ve mulksuzlestirilme gibi bazi sosyo-ekonomik sonuclara neden olmakta ve yerel duzeyde dikkate deger gerilimler yaratmaktadir. Bu calismanin amaci, Turkiye’de ruzgâr enerjisi yatirimlarinin, global ve ulusal neoliberal politikalar cercevesinde nasil sekillendigini anlamak ve bu politikalarin yerelde, ozellikle kirsal alanlar uzerinde ne tur sonuclar dogurdugunu ortaya koymaktir. Turkiye’deki kirsal alanlardaki ruzgar enerjisi gelismelerinin neden oldugu gerilimler, Izmir ve kirsal cevresi uzerinden analiz edilmistir. Bu baglamda, makale Turkiye’deki neoliberal enerji politikalarini elestirel bir bicimde gozden gecirmekte ve bu enerji politikalarinin sosyo-ekonomik sonuclarini, neoliberal yonetim ve kentlesme uygulamalariyla yakindan ilgili olan enerji uretimi, dagitimi ve tuketimi dinamiklerini analiz ederek ortaya koymaya calismaktadir.