Berlin Antlaşması (13 Temmuz 1878) hükümleri gereği Makedonya bölgesinin Osmanlı’ya geri verilmesiyle birlikte Bulgaristan, Yunanistan ve Sırbistan devletleri arasında bu bölgenin hâkimiyeti için bir mücadele başladı. Ulahlar ile aynı soydan geldiklerini iddia eden Romanya ise bölgedeki Ulah nüfusunu korumak bahanesiyle Makedonya mücadelesine dâhil olmuştu. Bu devletlerden her biri bölgede yaşam süren soydaşlarının önemli bir nüfus miktarına sahip olduğu iddiasında bulunarak davalarında haklı oldukları izlenimini vermeye gayret göstermişlerdi. Bahsi geçen Balkan devletleri tarafından hâkimiyet mücadelesi uğruna Makedonya topraklarında oldukça etkili propagandalar yürütülmüştür. İcra edilen propaganda faaliyetleri için en etkili vasıtalar kilise ve mektepler olmuştur. Bu amaçla Makedonya’da bir yandan yeni kilise ve mektepler açma rekabeti yaşanırken diğer yandan da mevcut kilise ve mekteplerin hangi tarafa ait olduğu hususunda ihtilaflar yaşanmaya başlamıştı. Makedonya’nın çoğu bölgesinde gayrimüslim unsurlar arasında kilise ve mektep kaynaklı ihtilafların şiddeti artmakta ve hatta çatışmalara dönüşebilmekteydi. Her bir Balkan devleti tarafından desteklenen çetelerin de bu anlaşmazlıklara dâhil olarak terör eylemleri gerçekleştirmeleri bölgede asayişin sağlanmasını oldukça zorlaştırmıştı. Bölgede oluşturulan çatışma ortamı burada yaşayan Müslümanlar ile gayrimüslim halklara unutulması güç acılar yaşatmıştı. Çalışmada Makedonya topraklarında gayrimüslim unsurlar arasında yaşanan kilise ve mektep anlaşmazlıklarının Manastır vilayetine yansıması çeşitli kaynaklar ışığında ele alınmıştır.