Klasik Türk şiirinde, kozmik unsurlar arasında önemli bir yere sahip olan felek, yıldızlar ve onların kader üzerindeki etkisine dair inanışlar şairler tarafından şiirlerde sıklıkla kullanılmıştır. Şiirlerde kullanılan bu kozmik unsurlardan biri de Zühre’dir. Klasik Türk şiirinde Zühre, çoğunlukla Hârut ile Mârut kıssasında Allah tarafından cezalandırılarak göğe yükseltildiğine inanılan, eğlence meclislerinin neşe kaynağı ve rakkasesi olarak kabul edilen, parlak oluşu, dişiliği temsil etmesi ve güzelliği ile tasavvur edilmiş ve klasik Türk şiirinin hayal gücünü ve anlam dünyasını zenginleştiren bir sembol haline gelmiştir. Akşam Yıldızı, Sabahyıldızı, Çobanyıldızı, Çulpan, Çolpan, Kervankıran veya Tan Yıldızı olarak da isimlendirilen Zühre; görülebildiği zamanlarda, gökyüzündeki en parlak cisim olarak dikkat çeker. Bu çalışmada Zühre’yi karşılayan zühre-cebîn, zühre-yi çengî, zühre-i zehrâ, ‘arûs-ı cihân gibi kelimeler 38 divanda titizlikle taranmıştır. Taranan bu kelimelerin analizi ile de klasik Türk şiirinde Zühre’yi ifade eden kavramların çeşitliliği incelenerek, Zühre’nin şiirlerdeki kullanım şekli ve Zühre anlamında kullanıldığı düşünülen mecaz ve terkipler saptanmaya çalışılmıştır.
Read full abstract