Abstract

“Dünya” ve “dünyasallık” 20. Yy. felsefesinin merkez kavramlarındandır. Bu kavramlar “yaşam(a) dünyası” nosyonuyla birlikte düşünülmüş ve özellikle fenomenolojik yaklaşımın yorumlamalarıyla derinlik kazanmıştır. Bu yaklaşıma göre yeryüzü, doğa yahut dış gerçeklik olarak tanımlanan fiziksel alandan ontolojik olarak farklı olan dünya, bilincin yönelimselliği ve nesnenin verilmişliği ile müşterek işleyişle var olmakta ve kavranmaktadır. Bu anlamıyla fenomenal bir alan olan insan dünyası, insan türüne özel, çok katmanlı, tarihsel, tinsel, dinamik bir ortamdır. Distopyalar ise aktüel dünyaya bakarak sanat yoluyla alternatif dünya tasarımları meydana getirirler. Bu yeni “dünyalar” sosyo-ekonomik, etik, normatif ahlak, teknoloji, inanç vb. bakımlardan farklı yaşama biçimleri gösterirler. Bir taraftan yaşadığımız dünyanın kurmaca yönlerini anlamamızı sağlarken, diğer taraftan alternatif yaşam önerileri sunarlar. Bu öneriler genellikle müesses nizama yönelik eleştiriler şeklinde karşımıza çıkmaktadır. Bu makale, distopyalar yoluyla kurmaca olarak oluşturulan dünya tasarımlarını analiz ederken kullanılabilecek yapısal kategorileri belirlemeyi denemektedir. Böylece sinemada farklı tür ve alt türlerde karşılaşılan distopyalarda görülen tutarlılık, inandırıcılık, gerçekçilik ve anakronizm ile ilgili sorunları yapısal olarak anlamayı kolaylaştırmak amaçlanmaktadır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call