Abstract

Göç, tarihin başlangıcından bu yana, insanoğlunun en özgün karakteristiği ve küreselleşmenin ilk adımı olmuştur. Günümüzde küreselleşme ve göç birbirini besleyip büyütmeye devam ederken, devletler de her geçen gün sayıları hızla artan göçmenlerle nasıl baş edebileceklerinin yollarını aramaktadırlar. Bir yandan evrensel ve bölgesel normlar ve değerler tartışılırken, bir yandan da spesifik ve marjinal tedbirler düşünülmekte. Hıristiyan Roma topraklarının mirasçısı olan Avrupa’nın “kimlik” ve “öteki” algısı, çoğunlukla Müslüman kimliğine sahip Doğudan gelen işgallere karşı duyulan korku üzerine inşa edilmiştir. Hal böyle olunca, Suriye iç savaşının tetiklemiş olduğu mülteci krizi, İslam’a duyulan korkuyu tetiklemiş oldu. Doğu Avrupa ülkelerinin din merkezli mülteci politikalarının arka planı ile dinin, kültürün ve siyasetin neden bu denli iç içe geçmiş olduğunun cevabı Avrupa’nın tarihi ve kültürel bağlarında yatmaktadır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call