Abstract

Allah toplumlara peygamberler göndermiş ve bu peygamberleri çeşitli mucizelerle desteklemiştir. Peygamberlerin gönderildikleri toplumun yapısına göre onlara verilen mucizeler değişiklik göstermiştir. Hem Yahudiler hem de Müslümanlar açısından önemli bir yere sahip olan Hz. Musa, İsrailoğullarına gönderilen bir peygamberdir. Onun görevlerinden biri, İsrailoğullarını firavunun zulmünden kurtarıp Mısır’dan çıkarmaktır. Bu görevi yerine getirebilmesi için de ona çeşitli mucizeler bahşedilmiştir. Bu mucizeler Kur’an’da “dokuz mucize (el-İsrâ 17/101; en-Neml 27/12)”, Yahudi literatüründe ise “on bela” şeklinde geçmektedir. Mucizelerden ilki asanın yılana dönüşmesidir. Batı’da yapılan çalışmalarda, asanın yılana dönüşmesi Kur’an göz ardı edilerek Tevrat ve Antik Mısır merkezli ele alınmıştır. Türkiye’de ise konu, genellikle Tevrat ve Kur’an odaklı yapılan sınırlı sayıda çalışmayla ele alınmıştır. Ancak mucizenin gerçekleştiği yerin Antik Mısır olması onun Antik Mısır’ın dinî, kültürel ve sosyal yapısı çerçevesinde değerlendirilmesini gerekli kılmaktadır. Ayrıca hem Kur’an’da hem de Tevrat’ta hadisenin aktarılışı esnasında kullanılan kelimeler de konunun Antik Mısır çerçevesinde değerlendirilmesi hususunda önemli ipuçları sunmaktadır. Bu nedenle Kur’an, Tevrat ve Antik Mısır bağlamında yapılacak bir incelemenin hem Hz. Musa’nın Mısırlılar nezdindeki konumunu ve mucizelerin mahiyetini anlamak hem de Kur’an ve Tevrat’taki anlatımları sağlıklı bir zemine oturtmak açısından önem arz ettiği aşikârdır. Bu doğrultuda çalışmamızda asanın yılana dönüşmesi bu üç kaynak göz önünde bulundurularak bütüncül bir yaklaşım içerisinde ele alınmaya çalışılmıştır. Çalışmanın odak noktasını Kur’an ve Tevrat anlatımlarındaki mucizeyle ilgili kilit noktada bulunan kavramların etimolojik olarak incelenmesi ve bunların Antik Mısır bağlamında değerlendirilerek mahiyetinin ortaya koyulması oluşturmaktadır. Konu ele alınırken öncelikle Kur’an ve Tevrat’ta mucizenin nasıl anlatıldığından bahsedilerek genel bir çerçeve çizilmiştir. Ardından da büyücülerin kimliği, Hz. Musa’nın büyücülükle itham edilmesi, Hz. Musa’nın ve büyücülerin asaları, yılan motifi, büyücülerin asa ve iplerinin yılana dönüşmesi ve Hz. Musa’nın asasının büyücülerin asalarını yutması hususları üzerinde durularak bu mucize Antik Mısır kültürü ışığında ele alınmıştır. Büyücülerin kimliği ve Hz. Musa’nın büyücülükle itham edilmesi bağlamında Kur’an’da sehara (sihirbazlar), sâhirin ‘alîm (bilge/âlim sihirbazlar) ya da sehhârin ‘alîm (bilge/âlim sihirbazlar) ifadeleri kullanılmıştır. Tevrat’ta ise büyücüler hartummim kelimesiyle ifade edilmiştir. Hartummim kelimesinin, khery-hebet hery-tep (baş khery hebet) ifadesinin Geç Mısırcadaki formu olan hery-tep olduğu düşünülmektedir. Bu nedenle de Hz. Musa ve Hz. Harun’un karşılaştığı büyücülerin Mısır edebiyatında bilge kişiler olarak nitelendirilen khery hebet rahipleri olduğu iddia edilmiştir. Metinlerde onlar için profesyonel büyücü olduklarına işaret eden rekh khet (bilge) ifadesi kullanılmıştır. Rekh khet, büyücüleri nitelendirmek için kullanılan Kur’an’daki sâhirin ‘alîm (bilge/âlim sihirbazlar) ya da sehhârin ‘alîm (bilge/âlim sihirbazlar) ve Tevrat’taki hahamim hartumim (bilge büyücüler) kelimeleriyle benzerlik arz etmektedir. Rekh khet aynı zamanda Hz. Musa’nın asa ve beyaz el mucizelerini göstermesinin ardından firavunun onu “bilge bir sihirbaz” olarak nitelendirmesini de hatırlatmaktadır. Bu durum firavunun Hz. Musa’yı khery hebet rahipleriyle özdeşleştirdiğini ve profesyonel bir büyücü olarak algıladığını göstermektedir.Hz. Musa’nın ve büyücülerin asaları bağlamında Kur’an’da ‘asâ, Tevrat’ta ise matte kelimesinin kullanıldığı görülmektedir. Her iki metinde de asalar için aynı ifadelerin kullanılmış olması bize asanın hem çobanlıkla hem de büyücülükle ilişkili olduğunu göstermektedir. Antik Mısır’da bu bağlamda kullanılan asa, yönetim ve otoritenin sembolü olan hekat asasıdır. Muhtemelen hem Hz. Musa’nın hem de büyücülerin taşıdığı ve Kur’an’da geçen sultânin mubîn ifadesiyle kastedilen bu asadır.Firavunun huzurunda gerçekleşen karşılaşmada büyücülerin asa ve ipleri de yılana dönüşmüş ve Hz. Musa’nın asası büyücülerin asalarını yutmuştur. Mısır edebiyatında büyücülerin cansız varlıkları canlandırabildiğine dair anlatımlar mevcuttur. Bu bağlamda cansız olan asanın canlı bir varlığa yani yılana dönüşmesi Mısırlıların yabancı olmadıkları bir durumdur. Onlar için farklı olan Hz. Musa’nın asasının kendi asalarını yutmasıdır. Bu durum sihirbazlar tarafından kendi güçlerinin ve bilgilerinin yutulması olarak algılanmış ve onların Hz. Musa’nın ve ilahının üstünlüğünü kabul ederek secdeye kapanmalarına ve Hz. Musa’nın müttefiki haline gelmelerine neden olmuştur.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call