Abstract

Felsefe dille yapılan ve dilde ortaya çıkan bir çalışmadır. Varlığı, insanı, toplumu, ahlâk ve değeri ifade edebilme gücü, bir dilin felsefe potansiyelini de ortaya koyar. Büyük felsefelerin üretildiği diller, varlığı ayrıntılı ve kapsayıcı bir şekilde düşünmeye izin veren dillerdir. Felsefe ve dil arasındaki “dönüşümlü” ve “karşılıklı” ilişki, sadece dilden düşünceye değil, düşünceden dile doğru da yansır; en geniş anlamıyla varlığa verilen anlam, varlığı ifade etmedeki yetenek ve beceri, dilin gelişmesi ve zenginleşmesi yönünde bir katkıdır. Dilin potansiyeli felsefenin, felsefenin potansiyeli de dilin imkânıdır. Dil ile zihin arasındaki yakın ilişki dikkate alındığında, Divanü Lûgat-it-Türk’ün doğrudan kendi dönemindeki ortak akıl ve zihniyete tanıklık ettiği düşünülebilir. Divanü Lûgat-it-Türk, Türk kültürünün en eski ve en önemli metinlerinden biridir. Yabancılara Türkçe öğretmek amacıyla yazılan bu eser, basit anlamıyla bir sözlük çalışması değil, dil öğretiminin somutlaştırıcı ve örnekleyici yapısı gereği şiir, atasözü, hikâye, folklor gibi dönemin dil ve kültür birikiminden örnekler sunan bir “seçki” niteliğindedir. Bu anlamda insan, Tanrı ve evren tasavvuru çerçevesinde Türkçenin felsefe potansiyelinin ilk defa en ileri derecede sergilendiği eserlerden biridir. Bu makale, söz konusu metindeki felsefî içeriği ele almayı ve bu içerikten örnekler sunmayı amaçlamaktadır. Çalışmada kelimler, deyimler, atasözleri, şiirler, hikâyeler, örnek cümleler, felsefî içerik ve çağrışımları açısından ele alınacaktır. Bu birikim, felsefenin bütüncül bakışını yansıtacak şekilde: (1) varlık anlayışı, (2) bilgi anlayışı, (3) insan anlayışı, (4) etik ve estetik değerler çerçevesinde olacaktır.

Full Text
Paper version not known

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call