Abstract

Milliyetçiliklerde millî kimliğin devamlılığını sağlamak için zaman ve mekânda var olan ortaklıklar sıklıkla ön plana çıkarılır. Bu bağlamda millî anıtlar, millî efsaneler, millî bayramlar, anma törenleri, kolektif anlatılar, ritüeller ortak hafızanın canlı tutulmasını sağlayarak millî kimliğin içselleştirilme sürecine önemli katkılar sunarlar. Millet ile ortak tarih, ortak tecrübe, aidiyet ve toprak arasındaki bağları pekiştiren bu kolektif alanlardan biri de meçhul asker anıtları ya da mezarlarıdır. Meçhul asker anıtları, millet olma yolunda verilen topyekûn mücadelenin öyküsünü hatırlatması nedeniyle millî imgeleri etrafında toplarlar. Meçhul askerle ilgili her tür sosyolojik ve özgül kimlik verilerinin bilinmezliği, bireylerin meçhul asker ve onun öyküsüyle dolayısıyla da millî kimliğin sosyal, siyasal, kültürel ve tarihî kodlarıyla özdeşim kurmalarını kolaylaştırır. Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun Milli Savaş Hikâyeleri’nde yer alan “Ses Duyan Kız” adlı hikâyede, düşman askerleriyle savaşmak için köyünden ayrılan genç bir kızın ‘millî bir efsane’ kahramanına dönüşme öyküsü anlatılır. Bu çalışmada meçhul asker imgesinin millî kimlik inşa süreçlerinde üstlendiği işlevlere değinilecek, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’nun topyekûn savaş fikrini uyandırmak ve millî anlatı arayışlarına katkı sunmak amacıyla “Ses Duyan Kız” hikâyesinde bir ‘meçhul asker’ imgesi oluşturduğu düşüncesi tartışılacaktır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call