Abstract
Osmanlı Devleti Hicaz bölgesini ve Orta Arabistan’ı egemenliği altına aldıktan sonra bölgede imtiyazlı bir yönetim uyguladı. Bölgede kabul gören dinî önderler veya geleneksel olarak bölge halkı üzerinde nüfuz sahibi olup aynı zamanda Osmanlı Devleti’nin sahip olduğu inanç ve siyasi yönetim anlayışıyla uyumlu liderlerle yönetim ve asayişin sağlanması hususunda iş birliği yaptı. Bu bağlamda Osmanlı Devleti bölgede Vahhabi tehdidini ortadan kaldırdıktan sonra Reşidi ailesi ile ilişkilerini geliştirdi. Bu ailenin bölgeyi bir nevi Osmanlı Devleti adına yönetmesine müsaade etti. Bu ilişki ve ittifak karşılıklı olarak her iki gücün de çıkarlarına uygundu. Osmanlı Devleti ulaşımın, hayat şartlarının ve asayişin zor olduğu çöllerde yerel müttefiki sayesinde kendi otoritesini bu zor coğrafyanın en ücra noktasına kadar ulaştırıyordu. Reşidi ailesi de Osmanlı Devleti’nin sağladığı maddi imkânlar, ateşli silahlar ve aynı zamanda halifenin emrinde olmanın verdiği meşruiyet ile bölgede yerel bir güç olarak kendi varlığını devam ettiriyor ve bölgedeki rakibi olan kabilelere göre daha güçlü bir duruma geliyordu. Osmanlı Devleti’nin Reşidi ailesi ile başlayan iş birliği ve ittifakı Osmanlı Devleti’nin Birinci Dünya Savaşı sonrası bölgeyi terk etmesine kadar devam etti. Bu çalışmada Osmanlı Devleti’nin Reşidilerle olan iş birliği, İbni Reşid, Şerif Hüseyin ve İbni Suud arasındaki rekabet, Birinci Dünya savaşı öncesi ve sonrası bölgedeki durum incelendi. Osmanlı Devleti’nin ve İngiltere’nin bölgeye yönelik politikaları ve bölgedeki faaliyetleri, Osmanlı ve İngiliz arşiv belgeleri başta olmak üzere bu alanda yapılan araştırmalar, tezler, makaleler ve kitaplar incelenmek suretiyle ortaya konulmaya çalışıldı.
Published Version
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have