Abstract

XXI. yüzyıl Fransız Edebiyatının en büyük kadın yazarlarından Annie Ernaux kadın kimliği ve psikolojisi alanında çok sayıda eser vermiştir. Eserlerinde kendi içsel yolculuğunun ve bunun toplumsal karşılıklarının peşine düşmüş, bazen bir kişiyi, bazen de bir duyguyu konu almıştır. İçeriği başlığıyla uyum gösteren ve Türkçeye de “Yalın Tutku” adıyla çevrilmiş olan romanında da, yazar evli bir erkekle yaşadığı duygusal ilişkiyi bütün açıklığıyla, cesurca ortaya koymaktadır. Gençlik yıllarından itibaren, yazar için bir var olma biçimi olan tutku, bu romanda farklı bileşenleriyle kaleme alınmıştır. Kadının beklentileri üzerine kurulu bu ilişkide, sevgiliyle her bir buluşma kadın için bir yaşam kaynağı haline gelir. Kadının bedenini, ruhunu, zihnini ele geçiren ve şiddetli ve yıkıcı bir saplantıya dönüşen tutku onda tüm yaratıcı yetilerini harekete geçiren karşı konmaz bir güçtür. Ernaux bu yönüyle insan iradesini hiçliğe indirgeyip körleştiren; kendi “yasa”larının dışında, içinde başka hiçbir şeyi barındırmayan klasik “tutku-aşk”ın “fatal” boyutunu aşarak, tutkusunda sınırsız bir özgürlük tanıyor kendisine. Tutku, yazar olarak yaratıcılığını besliyor, tetikliyor; onu bir dize ruhsal çözümlemelerin içine itiyor. Bu incelemede, tutkuyu bir ruhsal “anomalie” olarak değil, insanın iç dünyasını tanımak için önemli bir “yüzleşme deneyimi” olarak gören Descartes’ın “Ruhun Tutkuları” adlı eseri kuramsal çerçeve olarak benimsenecektir.

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.