Abstract

Uzun süre önce ortadan kalkmış olan Kıtan halkı orta çağda Doğu Asya ve Orta Asya’da önemli bir topluluktu. Liao Hanedanı ve Kara Hıtay devletini kurmalarına karşın dilleri ve yazıları Moğol fetihleri sonrasında büyük oranda Moğolların arasında asimile olmaları sonucunda unutulmuştur. Aslına bakılırsa Yelü Chucai belki de döneminin en ünlü Kıtanı idi, ve çağdaş dönemde de Yelü Chucai üzerine araştırmalar neredeyse Liao Hanedanının kurucusu olan Abaoji’yi geçmektedir. Yelü Chucai çağdaşı olan Moğol, Çinli ve Kıtanlar ve de günümüz tarihçileri tarafından büyük bir aydın olarak görülmektedir. Ancak bu makale bir Kıtan’ın bu dönemde Çinli, İranlı, ya da Orta Asyalı meslektaşlarından entelektüel olarak çok farklı olmadığını ve bir yüzyıldan daha uzun süredir gelişen Kıtan yazı geleneğinin bu durumun nedeni olduğunu gözler önüne sermeyi amaçlamaktadır. Bu çalışma Kıtan dilinde yazılmış olan edebiyat geleneğinin gelişimini incelemektedir ve Cengiz Kağan tarafından “urtuk sakal” olarak adlandırılan Yelü Chucai dönemine gelindiğinde Kıtanların artık son derece gelişmiş bir yazın geleneğine sahip olduğunu ve Yelü Chucai’yın bir istisnadan çok bir norm olduğunu göz önüne sermeyi amaçlamaktadır. Bu çalışmada Kıtan yazınına olan yaklaşım dilbilim temelli olarak değil metinlerin yazıldığı dönem göz önüne alınarak dönemsel olarak bölümlere ayrılmıştır. Kıtan dilindeki unvan ve sözcükler Kıtan karakterleri ile aktarım mümkün olmadığından Latin alfabesi ile aktarılmıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call