Fuat Sezgin, Türkiye’de başladığı bilim hayatına, zorunlu nedenlerle Almanya’da devam etmiş olan bir Türk bilim adamıdır. Dünyanın çeşitli yerlerinden temin ettiği Arapça yazma eserlere dayanarak Müslümanların bilime yaptıkları katkıları ve bilimsel alandaki başarılarını ortaya koymuştur. Böylece “bilimdeki tüm gelişmeler, Batılılar tarafından gerçekleştirilmiştir” algısının yanlış olduğunu kanıtlarıyla ortaya koymuştur. Buna karşılık “bilimdeki birçok gelişme, 9.-16. Asırlar arasında Müslümanlar tarafından gerçekleştirilmiş ve Batılılar da onlardan öğrenmişlerdir” anlayışını belgeleriyle ispat etmiştir. Fuat Sezgin’in yaptığı araştırmalara göre, birçok bilimin temelinde bulunan kimya bilimi, Cabir b. Hayyan isimli bir Müslüman bilim adamı tarafından icat edilmiştir. Matematikteki sıfır rakamı, bilim dünyasına İbni Heysem tarafından kazandırılmıştır. Logaritmanın kurucusu, el-Harezmî’dir. İlk haritalar, Müslümanlar tarafından çizilmiştir. İslam dünyasında birçok bilim dalında birden öne çıkan yönlü bilim adamları yetişmiştir. Örneğin Bîrûnî, matematikçi olmasının yanı sıra aynı zamanda coğrafyacıdır; matematiksel coğrafyayı bağımsız bir disiplin haline getirmiştir. Küresel trigonometriyi hocalarının buluşlarına dayanarak bir bilim dalı olarak kuran kişi, Bîrûnî’dir. Diğer taraftan Bîrûnî, ilaçlar konusundaki donanımıyla “Eczacılığın Babası” olarak tanınmıştır.Çok yönlü bilim adamlarımızdan biri de İbni Sînâ’dır. El-Kânûn fi’t-Tıb isimli eseri Ortaçağ’da defalarca Latince’ye çevrilen İbn-i Sînâ, tıbba getirdiği yeniliklerle eş-Şeyh er-Reis unvanıyla tanınmıştır. O, aynı zamanda felsefe konusunda da Batılıların takip ettikleri bir şahsiyettir.Fuat Sezgin, dünyanın çeşitli ülkelerinde bulunan Arapça yazma eserleri toplayarak bunlar hakkında bilimsel çalışmalar yaptığı gibi, bu eserlerdeki teknik aletleri kitaplarda anlatıldığı tarzda birebir yaparak Frankfurt’a açtığı Arap-İslam Bilimler Tarihi Enstitüsü Müzesi’nde sergilemiştir. Başlangıçta 30 kadar eser yapmayı planlamasına rağmen zamanla toplam 500 eser yapıp sergilemeyi başarmıştır. Türkiye’de de böyle bir müze açması yolunda kendisine iletilen tekliflere olumlu bakan Sezgin, Gülhane Parkı’nda 800 eserden oluşan yeni bir müze daha kurmuş ve adını da İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi olarak koymuştur.Sezgin, bu çalışmalarıyla Türk-İslam dünyasının yeniden kendine güven sağlamasında öncü olmuştur.