İslâmiyet yoksulu maddi bakımdan iyileştirmek adına bazı kurallar ve yenilikler getirmiştir. Türkler bu kuralları kısa sürede özümsemiştir. Zira öteden beri Türk sosyal yapısının doğasında yardımlaşmak ve paylaşmak gibi değerler mevcuttur. 
 İslam’ın yoksulluğa çözüm olarak getirdiği yeniliklerden biri sadakadır. Bu yenilik, Türk kültüründe mal ületmek kavramıyla örtüşmektedir. Kaşgarlı Mahmud ve Yusuf Has Hâcib yoksullara yapılan maddi yardımları bu tabirle ifade etmiş, sürekli cömertliğe vurgu yapmışlardır. Yusuf Has Hacib ayrıca, hastalıktan kurtulmak, kötü rüyaların etkisinden korunmak, Tanrı’nın rızasını kazanmak gibi bazı durumlar için sadaka verilmesini önermiştir. Dede Korkut hikâyelerinde sadaka geçmekte olup baş ve gözün kefareti ve dileklerin gerçekleşmesi için verilmektedir.
 Türk devlet adamları uygun gördükleri her vakit sadaka dağıtmaya özen göstermiştir. Bununla birlikte bu gelenek genelde, doğum ve sünnet gibi kutlamalarda, günahlardan arınmak ve korunmak için, kutsal aylarda, dinî bayramlarda ve günlerde, kabir ziyaretlerinde, matem vakitlerinde, hastalık ve şifa zamanlarında uygulanmıştır. Ayrıca bu son iki durumda kimi hükümdarlar köle ve cariyelerini özgür kılmış, vergileri kaldırmış veya düşürmüş, borçlunun borcunu ödemiş, mahkûmları serbest bırakmıştır. Müslüman Türk hanedan üyeleri ayrıca, Mekke ve Medine fakirlerine yüklü miktarlarda pek çok sadaka göndermiş, hac yollarının bakımı, hacıların güvenliği, hacılara erzak ve su teminini gönüllü olarak üstlenmiştir
 Müslüman Türk devlet adamları gelenekte sadakanın kişiyi hastalıklardan koruduğu ve belayı def ettiği inancından ötürü hastalık vakitlerinde bu âdeti yerine getirmiştir. Eyyûbî, Memlûk ve Timur dönemi bu geleneğin yürürlükte olduğu en canlı dönemlerdendir. Eyyûbi Devleti’nin kurucusu Selahaddin Eyyûbî, kardeşi el-Âdil, el-Melikü’z-Zâhir, Hama hâkimi el-Melik el-Mansur Nâsıreddin Muhammed, El-Melikü’l Muazzam Şerefüddîn Îsâ b. el-Âdil b. Eyyûb, el-Eşref Musa b. Âdil bu geleneği uygulayan Eyyubi hükümdarlarındandır. Memlûk sultanlarından Melikü’z-Zâhir Baybars, Kalavun ve Kalavun ailesi ve emirler bu geleneği muhafaza etmiştir. Memlûk sultanları iyileştiklerinde emirleri ve diğer devlet adamları tarafından tebrik edilmiş, Kahire’de ve Mısır’da şenlikler düzenlenmiş, hilatlar dağıtılmıştır. 
 Müslüman Türk devlet adamları ölünün ruhu için sadakalar dağıtmıştır. Memlûklerde dağıtılan sadaka dışında sadakadan sayılan, cenaze önüne halk tarafından yağmalanması için kefaretler hazırlanmıştır. Timur kendi aile fertlerinin mateminde yukarıdaki gelenekleri yerine getirmiştir. Timur, oğlu Cihangir’in, kızı Tagayşah Aka Beg’in, eşi Dilşad Aga’nın, ablası Kutluk Türkan’ın ve babasının hatunu Kadak Hatun’un yaslarını tutmuş ve ruhları için yoksulara yemekler vermiş, sadakalar vermiştir. Selçuklu sultanları ve İlhanlılar da matem sırasında bu geleneği tatbik etmiştir. Müslüman Türk devlet adamları ölüm yıl dönümü nedeniyle de aynı usulleri icra etmişlerdir. Timur’un ve Şehzade Muhammed Sultan’ın ölüm yıl dönemlerinde sadakalar dağıtılmıştır.
 Biz bu çalışmada Eyyubiler, Bahri Memlûkler ve Timur dönemi temelinde Türk hanedanlıklarında hastalık ve matem zamanlarında sadaka dağıtma geleneği konusunu değerlendireceğiz.