Dünya nüfusundaki artış ile doğru orantılı olarak artan üretim, ekonomik büyüme ve teknolojik gelişmeler ile petrol, kömür, doğal gaz, nükleer, hidrolik gibi gerek fosil gerekse yenilenebilir enerji kaynaklarına olan talep de artmaktadır. Kömür rezerv değerleri göz önüne alındığında, global olarak kömür üretim ve tüketimine yönelik teknolojik gelişmelerin devam edeceği öngörülmektedir. Türkiye için de, sera gazı salınımları doğrultusunda alınan önlemlere göre kömüre dayalı elektrik üretimi azalım gösterse de, dünya genelindeki enerji arz paylarındaki artış ile trende uyum göstermesi beklenmektedir. Ülkemizdeki ekonomik yeri ve üretim sürecinin doğası gereği en riskli iş kollarından biri madencilik sektörüdür. Avrupa bazında, bu sektörde yaşanan can kayıplarının %59’unun Türkiye’de olduğu görülmüştür.
 Bu çalışmada, 17 farklı Avrupa ülkesi için ILOSTAT verileri ile tarım, üretim, inşaat, maden ve diğer sektörlerde 2009 – 2019 yıllarında meydana gelen iş kazalarında yaşanan can kayıpları incelenmiştir. Tarım dışında tüm sektörlerde Türkiye en çok kayıp veren ülke olmuştur. 
 İş kazası riski göz önünde tutularak kömür üretimine sahip ve madencilik sektöründe en çok kayıp veren Türkiye, Almanya, Çek Cumhuriyeti, ve Polonya verileri Latin Kare Tasarım deneysel düzeninde, yıl, ülke ve sektör değişkenleri ile Genel Doğrusal Model ile istatistiksel olarak incelenmiştir. ANOVA analizi ile her değişkenin tekil ve ikili etkileşimleri (p