Boşanma, kısaca, eşler arasında evliliğin hukuki açıdan sona erdirilmesi olarak tanımlanabilir. Çatışmalı ayrılık veya boşanma davalarında, ebeveynlerden birinin öfke/kızgınlık hissiyle birlikte sözleri, davranışları ve tutumlarıyla diğer ebeveyni kötülemesi, çocuklarının bu ebeveyniyle olan kişisel görüşme haklarını engellemesi sonucunda çocuklar, hedefteki ebeveyne karşı yabancılaşma geliştirebilmektedir. Alanyazında ebeveyn yabancılaşması (ebeveyne yabancılaşma sendromu), özellikle yüksek çatışmalı boşanma davalarında çocukların ebeveynlerinden biriyle (yabancılaştıran ebeveyn) güçlü bir şekilde ittifak kurması ve herhangi bir meşru gerekçe olmaksızın diğer ebeveyniyle (hedefteki veya yabancılaşılan ebeveyn) ilişki kurmayı reddetmesiyle sonuçlanan dinamik bir süreç olarak kavramsallaştırılmakta ve çocuklar açısından bu sürecin duygusal istismarın bir türü olduğu belirtilmektedir. Bu derlemede ebeveyn yabancılaşması sürecinde etkili olabileceği düşünülen faktörlerin dinamik etkileşimlerinin ekolojik sistem kuramı perspektifiyle gözden geçirilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda çalışmada, ebeveyn yabancılaşması kavramının genel özellikleri üzerinde durulmuş ve her bir sistem düzeyinde (mikrosistem, mezosistem, ekzosistem, makrosistem, kronosistem) ebeveyne yabancılaşma sürecini etkileyebilecek risk faktörleri ile yabancılaşmanın çocuk üzerindeki genel etkileri gözden geçirilmiştir.