Amaç: Kardiyovasküler hastalıklar açısından hipertansiyon önemli bir risk faktörüdür. Amblatuvar kan basıncı monitörizasyonu(AKBM) ile yapılan çalışmalar kan basıncının gün içerisinde değiştiğini ve sirkadiyen bir ritminin olduğunu ortaya koymuştur. Kan basıncında gece % 10 veya daha fazla düşme olması dipper hipertansiyon (HT), olmaması non-dipper HT olarak nitelendirilmiştir. Non-dipper HT’li hastalarda kardiyovasküler riskin arttığı gösterilmiştir. Copeptin ise antidiüretik hormonun parçası olan bir molüküldür. Bazı çalışmalarda kardiyovasküler hastalıklar, serebrovasküler hastalıklar, sepsis ve şok gibi durumlarda kanda copeptin düzeyi hızlı bir yükseliş göstermektedir. Bu çalışmada dipper ve non-dipper hasta gruplarında serum copeptin düzeylerini karşılaştırmayı amaçladık. Materyal ve Metod: Bu çalışmaya yeni HT tanısı konulan 73 hasta çalışma grubu olarak ve 35 sağlıklı bireyde kontrol grubu olarak dahil edildi. HT tanısı konulan bireyler AKBM göre dipper HT ve non-dipper HT alt gruplarına ayrıldı. Çalışmaya alınan tüm bireylerin temel biyokimyasal parametreleri ve copeptin düzeyleri çalışıldı. Bulgular: Non-dipper HT'u olan bireylerin serum copeptin düzeyleri, hem kontrol hem dipper hasta grubuna göre serum copeptin düzeylerinden anlamlı olarak daha yüksek bulundu. İkili korolerasyon analizlerinde copeptin ile trigliserid arasında pozitif korelasyon görüldü. Diğer biyokimyasal belirteçler ile copeptin arasında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki bulunamadı. Sonuç: Serum copeptin düzeyleri prognoztik olarak kötü seyreden non-dipper hipertansif olan hasta grubunda yüksek saptandı. Bu bulgu artmış copeptin düzeyinin non-dipper HT’u olan hastaların prognozu ile ilişkili olduğunu düşündürmektedir. Bu nedenle copeptin düzeyi hipertansiyonlu hastalarda bir prognoztik parametre olarak kullanılabilir.
Read full abstract