Esrârî mahlaslı Gaziantepli Seyyid Muhammed Ali Rıza tarafından 20. yy’da telif edilen Gencü’l-Esrâr, klasik Türk edebiyatı geleneğine bağlı olarak inşa edilen manzum nasihatname türünün son halkalarından biridir. Eser boyunca okurun cennete ulaşma isteğini artırmayı hedefleyen ifadeler kaleme aldığı görülen Muhammed Ali Rıza, cehennemden korkulması gerektiği hususunda okuru uyarmaktadır. Bunu yaparken de cehennemi çeşitli boyutlarda tasvir etmektedir. Bu makalede, cehennem mefhumunun Gencü’l-Esrâr’da nasıl ele alındığı ve Esrârî’nin cehennem tasavvurunun kelimelerle nasıl resmedildiği belirlenmeye çalışılmıştır. Müellifin cehennem tasavvurunun tasvire nasıl evrildiğini somut veriler üzerinden göstermeye gayret ettiğimiz makalede, benimsenen anlatım tutumlarının, sergilenen üslupların ve başvurulan tekniklerin Gencü’l-Esrâr’a kattığı anlam zenginliğinin ortaya konulması da hedeflenmiştir. Cehennem ile ilgili tespit ettiğimiz veriler, “Cehennem ehlinin tasviri”, “Cehennem çeşitlerinin tasviri”, “Cehennem ve Hz. Peygamber arasında mahşerde gerçekleşecek hâdisenin tasviri”, “Cehennem sakinlerinin çekeceği azapların tasviri”, “Cehennem sakinlerinin mağfiret dilemelerinin tasviri”, “Cehennemden kurtuluşun yolları” ve “Esrârî’nin, cehennemden uzak Olma Arzusunu Dile Getirişi” olmak üzere yedi başlıkta incelenmiştir. Şairin cehennemle ilgili kaleme aldığı bilgilerin ayet ve hadislerde yer alıp almadığı araştırılmış; beyitlerde yer alan ifadelerin açıklamaları yapılmıştır. Bu çalışma, Seyyid Muhammed Ali Rıza’nın klasik Türk edebiyatı geleneğine bağlı kalarak Cumhuriyet Dönemi’nde kaleme aldığı Gencü’l-Esrâr’da, cehennemin Kur’an ve hadisler ışığında tasvir ve tahkiye edildiğini ortaya koyması bakımından önemlidir. Farklı anlatım tekniklerinin yer aldığı Gencü’l-Esrâr’da müellif, eserin geneline yaydığı sohbet ve hitabet üslubunu didaktik bir üslupla harmanlamış; okura nasihatta bulunurken yönlendirici bir anlatım tutumu sergilemiştir. Seyyid Muhammed Ali Rıza, tahkiye, tasvir ve alıntı tekniklerinin yarattığı etkiden faydalanarak bir kurgu inşa etmiştir. Sunmak istediği dinî bilgileri kaleme alırken delillendirici ve ispatlayıcı bir anlatım üslubu sergilediği görülen müellifin, bu üslubun sağladığı imkânla okuru ikna etmeyi amaçladığı fark edilmiştir. Esrârî, açıklama, gösterme, anlatma ve diyalog teknikleri başta olmak üzere çeşitli anlatım teknikleri vasıtasıyla cehennemi tasvir ve tahkiye etmiştir. Gencü’l-Esrâr’da cehennem mefhumunu ele alındığı bölümlerde telmih, teşbih, kinaye, tariz, tenasüp, teşhis, intak, mübalağa, tekrir, nida ve tezat sanatlarına başvurulduğu görülmektedir. Şair bu sanatların yarattığı etkiyle birlikte aliterasyon, asonans ve cinas gibi söz sanatlarına yer vererek edebî tasvirlerde bulunmuş; anlatıya hareket, canlılık, akıcılık ve renk kazandırmıştır. Muhammed Ali Rıza, cehennem mefhumunu ayet ve hadis iktibaslarıyla, sufi gelenekten gelen bilgi ve yorumlarla ve kendi hayal süzgecinden geçirerek oluşturduğu muhayyelât ile harmanlayarak bir kurgu dâhilinde kaleme almıştır. Gencü’l-Esrâr’da iletilmek istenen mesajın ve vurgulanmak istenen cehennem şiddetinin boyutlarının daha çok tahkiye içinde verildiği görülmektedir. Şair kimi zaman bir ayeti iktibas ederek tahkiye kurmuş, kimi zaman da bir hadise telmihte bulunarak yarattığı sahneyle okuru terhibe çalışmıştır. Kimi zaman da kendisinden önceki müelliflerin kurguladığı anlatıyı kendi ifadeleriyle yeniden tahkiye etmiştir. Tasvirin süsleme fonksiyonundan faydalanan Esrârî, inşa ettiği kurguyla edebiyat sahasındaki maharetini gözler önüne sererek aynı zamanda retoriğe olan vukufiyetini sergilemiştir. Ayet ve hadislerin delaletinden yararlanarak sözün daha açık ve anlaşılır olması için tasvire başvurduğu görülen müellifin, tasvirin ifade etme, bilgi verme ve açıklama görevlerinden faydalandığı anlaşılmaktadır. Seçtiği kelimelerle cehennemde yaşanılacak bazı hâdiseleri sezdiren müellif, tasviri bir sembol olarak da kullanmıştır. Cehennem tasvirlerinde, cehennemin korkutuculuğu ve azap dolu oluşunu okura kavratabilmek ve onları etkileyerek cehennemden kurtulma yollarını telkin etmek amacıyla tasvire başvuran Esrârî’nin, duyguları ifade etme yolu olarak tasvirde bulunduğu görünmektedir. Cehennem sakinlerinin çekeceği azapların tasvirinde öncelikle cehennemde bulunan meleklerin vasıflarını dile getiren Esrârî, orada ateşin, dondurucu soğuğun, türlü özellikteki hayvanatın, gayesi azap vermek olan yiyecek ve içeceklerin, kâfir için hazırlanan zincir ve halkaların varlığından bahsetmiştir. Nida sanatının da desteğiyle ifadelerinin okur üzerinde bir etki yaratmasını beklemiştir. Ayet, hadis ile sûfî gelenekten gelen yorum ve bilgileri harmanlayarak cehennemin fiziki portresini çizmiştir.