Abstract
Timur’un kurduğu devlet, Türk-Moğol geleneğinin bir mirasıydı. Bu geleneğin en önemli özelliği ise konargöçer bir karaktere sahip olmasıydı. Ancak kurulduğu coğrafya olan Maveraünnehir bölgesi; geçmişten gelen hem şehirli hem göçerlere ait, çok güçlü bir kültürü de içinde barındırmaktaydı. Timurlu Devleti’ni konargöçer kategorisine dâhil etmek yanlış olmaz. Bununla birlikte gerek Timur gerekse halefleri, meşruiyetlerini dayandırmaya çalıştıkları Cengiz Han’ın göçebe yaşam tarzına uygun hareket etmemişlerdir. Timur, yaylak ve kışlakları seferler sırasında konaklama amacı ile kullanmıştır. Daha sonraki Timurlu hükümdarları ise konargöçer yaşamı, kendi hayatlarına uyarlayarak zaman içinde şehirlileşmişlerdir.
Highlights
Timur’un kurmuş olduğu devlet, 1370’ten 1506’ya kadar Türkistan’ın Tanrı Dağları’ndan Anadolu’nun Toroslarına, İzmir’e; Delhi’den Moskova’ya kadar çok geniş bir coğrafyayı kapsamaktaydı[1]
The state founded by Timur was a legacy of the Turkish-Mongolian tradition
most important element of this tradition was that it had a nomadic character
Summary
Timur’un kurmuş olduğu devlet, 1370’ten 1506’ya kadar Türkistan’ın Tanrı Dağları’ndan Anadolu’nun Toroslarına, İzmir’e; Delhi’den Moskova’ya kadar çok geniş bir coğrafyayı kapsamaktaydı[1]. Yüzyıl ortalarına kadar yaylak ve kışlaklara sahip konargöçer bir toplum oldukları bilinmektedir[2]. Maveraünnehir ve Horasan bozkırlarında yaşayan halklar; tarih boyunca göçebe olarak nitelendirilmiş olsalar dahi aslında Hunlar, Hazarlar, Moğollar, Türkmenler, Altın Orda; yarı göçebe hatta neredeyse yerleşik denilebilecek topluluklardır. Ancak Türkistan ve Avrasya bozkırlarında yaşamış olan topluluklar için en uygun tanım, “yarı göçebe pastoralizm” olsa gerektir.
Published Version (
Free)
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have