Abstract

İnsanların bir arada yaşamaya başladığı tarihten bu yana, dayanışma ve ehlileşmenin yanı sıra toplumda ve tek tek bireylerde birçok sorun ve sıkıntı da baş göstermiştir. Toplumun fertleri her ne kadar birlikte yaşama adâbına uymaya çalışmış görünse de toplum, içten içe bir çöküntü yaşamaya başlamıştır. İnsanların birbirlerini sindirememesi, farklılıklarını kabul etmeyip ötekileştirmesi ve kendini bir başkasından üstün ve ayrıcalıklı görme eğilimi toplumu çürüten en büyük etkenler olmuştur. İnsanları bir arada tutan ve onların anlaşmasını sağlayan dil ise, kötüye kullanıldığında, bu sorunların temelini oluşturur. Bu sorunlar, modern dünyada her ne kadar yasalarla çözülmeye çalışılsa da sağlam bir ahlâki temele dayanmadıkça yeni bozulmalar kaçınılmazdır. İnsanların arasındaki nefreti, tahammülsüzlüğü ve dil aracılığıyla yayılan fitne, fesat ve nefret söylemlerini yok edecek bir çözüm önerisi elzemdir. Biz bu sorunların kaynağını ve ahlâki geleneğimizin bu sorunlara sunduğu çözüm önerilerini, tüm toplumlara mâl olmuş Hakk âşığı Yûnus Emre üzerinden tartışmayı uygun gördük.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call