Abstract

Soğuk Savaş yıllarının ardından önde gelen birçok siyaset uzmanı dünyanın nereye gittiği hususunu “teorileştirme” görevini ele almaya başlamıştır. Bu çalışmalardan biri Francis Fukuyama tarafından ortaya atılan “Tarihin Sonu mu? Adlı teoridir. Varşova Paktı’nın geçerliliğini kaybetmeye başladığı bir dönemde ortaya atılan bu teori, dünya çapında tartışılmış, karşı teoriler geliştirilmiş, lehte ve aleyhte makaleler kaleme alınmıştır. Fukuyama ise makalesinde kaleme aldığı teorisini sonra çıkardığı kitabında bir kez daha değerlendirmiştir. Tarihin Sonu mu? Tezi, genel anlamda “Batının zaferi” ile sonuçlanan tarihsel bir süreçten, ideoloji-lerin çöküşünden söz etmektedir. Fukuyama, Batı genelinde Amerika özelinde liberal demokrasiyle insanlığın ulaşabileceği en son noktaya ulaştığını, bundan sonra insanların yapacakları pek bir şey kalmadığını, liberalizmin çözemediği veya çözemeyeceği hiçbir meseleyi çözebilecek ideoloji olmadığını ve artık tarihin sonunun geldiğini iddia etmektedir. Teorinin üzerinden geçen 30 yıllık süreçte liberal demokrasinin bir dizi yaşanan özgürlükten eşitliğe, çevreden sağlığa, güvenlikten yoksulluğa, iç savaşlardan terör saldırılarına kadar tüm dünyanın sorunlarını çözemediği ve nihai sonun gelmediği görülmektedir. Bu çalışmada; Tarihin Sonu mu? Teorisinin öne sürülmesinden günümüze kadar yaşadığımız süreçte teoriyle ilgili yapılan tartışmalar dünyada yaşanan önemli olaylarla beraber değerlendirilecektir. Fukuyama’nın öne sürdüğü gibi tarihin sonuna gelinip gelinmediği, Liberalizmin toplum üyelerine maddi refah temin etme ve tüketim isteğini karşılama, eşi görülmemiş bir zenginlik yaratıp özgür insan modelini oluşturabilmesi ile Fukuyama’nın ileri sürdüğü iddiaların ne kadarının gerçekleştiğini de açıklayarak Fukuyama’nın aslında neyi amaçladığı analiz edilecektir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call