Abstract

İnsan faaliyetlerinin jeomorfoloji üzerinde oluşan sonuçların değerlendirilmesinde “kültürel erozyon”un ve sediment taşınımının yeryüzünde etkin jeolojik erozyondan daha fazla oranda olduğu ortaya çıkmaktadır. Bu açıklama göz önüne alındığında jeomorfoloji tarafından kültürel jeomorfolojik alanın tanımlanması ve konumlandırılması ile kültürün doğal çevrede karşılığının belirlenmesi önemlidir. Morfolojinin oluşum ve gelişimi ele alınırken nesnel ve somut verilerin ortaya konulmasına odaklanan analizler jeomorfolojik özelliklerin açıklanmasında önemlidir. Kilistra (Gökyurt) Yöresi örneklem alanı özelinde kültürel sürecin seyri ve jeomorfolojik ünitelerin gelişme süreci bakımından sürecin açık ve anlaşılır bir analizle kültürel jeomorfoloji kapsamında ifade edilmesi çalışmanın amacını oluşturmaktadır. Bu etki insanın geliştirdiği teknolojiyle istemeyerek ortaya çıkan çevrede oluşan değişimlerin sonuçlarıdır. Çalışmada bu ilişkilere bir yaklaşım analizi sunmak ana yöntem olarak belirlenmiştir. Bu yöntemin temelini doğal ortam evrimine olan dinamik etkenlerle ilgilenmek oluşturmaktadır. Sahada kültürel etkinliğin bir sonucu olarak oluşan/gelişmeye başlayan ve kültürel jeomorfolojik alan olarak tanımlaması yapılan sahada meydana gelmekte olan oluşumlar alanın jeopark olarak değerlendirilmesine imkân sağlamaktadır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call