Abstract

Tanrı inancını kabul etmeyen ateizm, bu inancın yer aldığı tüm dinleri eleştirmektedir. Özellikle modern dönem ateizmi birçok eleştirisini bilimsellik adına yapmaya çalışmakta, fikirlerini bu yöntemle yaygınlaştırmaya gayret etmektedir. Ülkemizde de aynı yöntem takip edilmektedir. Birçok internet sitesi, sosyal medya hesapları, makale, dergi ve kitap gibi yayınlarla ateizm yaygınlaştırılmaya çalışılmaktadır. Ateistlerin ülkemizde yaptığı faaliyetlerde yoğunlaştığı ve çeşitli eleştiriler yaptığı din, doğal olarak İslâm’dır. Ateistler, ateizmin Türkiye toplumunda belli bir ciddi karşılığının bulunmaması sebebiyle toplumun büyük çoğunluğunun inandığı İslâm’a karşı iddialarını dile getirirken bilimi kullanmaya ve fikir özgürlüğünü öne çıkarmaya çalışmaktadır. Ateizmin ülkemizdeki dinle alakalı eleştirileri İslâm, Hz. Muhammed ve Kur’ân-ı Kerîm merkezinde toplanmaktadır. Özellikle Hz. Muhammed’in hiç yaşamadığı, dolayısıyla onun tebliğ ettiği bir İslâm ve Kur’ân’dan bahsedilemeyeceği, büyük bir imparatorluk haline gelen Emevîler’in devletin devamlılığını sağlamak amacıyla bugünkü anlamda İslâm ve Kur’ân’ı icat ettikleri iddia edilmektedir. Ateistler bu ve benzeri iddialarını Hz. Peygamber’in hayatının bazı kesitleriyle irtibatlandırıp dile getirmektedir. Dolayısıyla ortaya siyere dair çok sayıda iddia çıkmakta ve bunların incelenmesi gerekmektedir. Bugüne kadar Hz. Peygamber’in hayatına dair öne sürülen bu iddialar hakkında siyer alanında yapılan Türkçe bir çalışma tespit edilememiştir. Bu çalışmada alandaki zikredilen boşluğu doldurmak amacıyla, ilk olarak ateistlerin Mekke dönemi ile alakalı bazı iddiaları belirlenmiş; bu iddialar konularına göre sınıflandırılarak siyer açısından değerlendirilmiştir. İnanç ve fikir özgür-lüğüne önem veren ve bunları sıkça dile getiren ateistlerin, İslâm ve Müslü-manlar hakkındaki fikirlerini düşünceden eyleme, yazıya vb. faaliyete dönüştürünce; söz konusu hassasiyetlerinin ortadan kalktığı gözlemlenmiştir. İncelenen döneme has olmak üzere ateistlerin Hz. Peygamber ve İslâm’ı tümden reddetmeyi amaçladığı ve yazılarını da buna göre şekillendirdiği, çoğu zaman iddialarda bulundukları konular hakkında önemli detaylara yer vermediği belirlenmiştir. Bunun yanında ilmî anlamda literatür ve bilgi eksikliği göze çarpmakta; birçok konunun ana mecrasından çarpıtıldığı görülmektedir.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call