Abstract

Ekonomik, kültürel, sosyal ve politik süreçlerin kent mekânındaki izdüşümü olarak mekânsal dışlama ve kentsel eşitsizliklerin ortaya çıktığı görülmektedir. Bu bağlamda kent peyzajında ortaya çıkan kümelenmeler, 1970 sonrası gelişmiş ülkelerde görülen kentsel hareketler ve aktörler arasındaki ilişkilerin kentsel eşitsizlikleri nasıl tetiklediği sorusu önem kazanmaktadır. Kentsel sosyo-mekânsal kapanma ya da inziva biçimleri olarak getto ve banliyölerin yapısal ve işlevsel farklılıklarının altının çizildiği; bu tiplerin aynılaştırılmaya çalışılan söylemlerinin arka planında neler olacağı yönündeki tartışmayı içeren çalışmada bir dizi politik ve medya söylemlerine yer verildi. Sömürge sonrası dünya kentlerinde ileri marjinalliğin mekânları olarak genel kabul gören, şiddet ile yaftalanan, heterojen demografinin emek piyasasından dışlandığı, sistemle sorunlu ilişkisinin tanımlandığı sürgün yerleri kentsel bir oluşum olarak apaçık karşımızda durmaktadır. Gettolaşan Avrupa söylemlerine, Wacquant’ın değerlendirmeleri paralelinde bakan bu yazının temel endişesi; mekânın sosyal boyutu ve topluluk üzerindeki etkilerini anlamaya yöneliktir. Getto, hipergetto, antigetto kavramları arasındaki farkların neler olduğuna ilişkin tartışma La Haine filmi okuması üzerinden yürütüldü. Bu metnin ortaya çıkışındaki süreçte Fransa’da yaşanan “sarı yelek” protestolarının ekonomik, kültürel ve sosyo-mekânsal bagajlarını deşmek düşüncesi yer alır. Mekânsal dışlamanın etno-ırksal, sınıfsal formlarının arkasındaki ilişkiler ağının haritasının çıkartılması; bu çalışmanın hedefini oluşturmaktadır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call