Abstract

Postmodern süreçte ortaya çıkan ve Hans-Thies Lehmann tarafından literatüre kazandırılan postdramatik tiyatro, dramatik yapının bütün kalıplarını kırar ve metni merkezden çıkarması bakımından, postmodern tiyatrodan da ayrılır. Lehmann, dramatik yapıyı mutasyona uğratan bu oluşumu ayrıştırmak için; hiyerarşisizlik, eşzamanlılık, göstergelerin yoğunluğu, aşırılık, müzikalizasyon, senografi, sıcaklık ve soğukluk, bedensellik, somut tiyatro, gerçeğin çöküşü ve olay/durum olmak üzere on bir kriter belirler. Bu yeni estetiğin erken bir temsilcisi olarak Heiner Müller’in Hamlet Makinesi, postdramatik yaklaşımın temel metinlerinden biri olarak öne çıkar. Robert Wilson ise yenilikçi bir yönetmen olarak, başlangıçtan günümüze, postdramatik tiyatronun en önemli isimlerinden biri olmuştur. Bu çalışmada, Robert Wilson’ın Hamlet Makinesi rejisindeki postdramatik stratejileri, Lehmann’ın on bir kriterine uyumu açısından irdelenmiştir. Söz konusu prodüksiyon, dijital ortamda izlenmiş ve nitel araştırma arka planında yapı-söküm metoduyla çok-merkezli şekilde incelenmiş; elde edilen veriler, örneklerle aktarılmıştır. Bu kapsamda yapılan değerlendirmede, Wilson’ın reji stratejilerinin, Lehmann kriterleriyle örtüştüğü ve prodüksiyonun postdramatik tiyatro açısından bir model oyun olarak konumlandırılabileceği sonucuna ulaşılmıştır.

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.