Abstract

Osmanlı Devleti’nde kendi toprakları dışında yargılama yetkisine haiz tek kurumu olan şehbenderlik mahkemeleri, II. Meşrutiyet sonrası gibi geç bir dönemde ortaya çıktı. Bu mahkemeler, Habeşistan’da kurma teşebbüsü bir kenara bırakılacak olursa yalnızca İran’ın Tahran, Tebriz ve Kirmanşah şehirlerinde faaliyet göstermişlerdi. Şehbenderlik mahkemeleri, hukuki olarak 1292 Osmanlı-İran Muahedenamesine dayandırılmaktaydı. Bununla birlikte, İran’da şehbenderlik mahkemelerinin kurulması bu antlaşmadan çeyrek asır sonra Laskaridis Davası’yla gündeme geldi. Kurulacak şehbenderlik mahkemeleri için on maddelik hususi bir nizamname hazırlandı. Bu nizamname şehbenderlik mahkemelerinin yapısına, görevlendirilecek memurlara ve seçilecek azalara ilişkindi. Şehbenderlik mahkemeleri gerek Osmanlı tebaasının kendi aralarındaki gerekse yabancılarla olan davalarıyla ilgilenme açısından konsolos mahkemeleriyle benzer nitelikteydi. Fakat teşkilatlanma biçimi açısından kendine özgüydü. İran’daki şehbenderlik mahkemeleri 1912 yılında faaliyete geçti. Bunun hemen akabinde beklentileri tam olarak karşılayamadıkları için lağvedilmeleri tartışmaları gündeme geldi. Birinci Dünya Savaşı sürecinde önce Tebriz ardından Tahran ve Kirmanşah şehbenderlik mahkemelerinin faaliyetlerine son verildi.

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call

Disclaimer: All third-party content on this website/platform is and will remain the property of their respective owners and is provided on "as is" basis without any warranties, express or implied. Use of third-party content does not indicate any affiliation, sponsorship with or endorsement by them. Any references to third-party content is to identify the corresponding services and shall be considered fair use under The CopyrightLaw.