Abstract

Bu makale, Osmanlı Devleti'nin Arap Bedevî aşiretlerine özgü hukuki örf ve âdetlerin geçerliliğini tanımak için kullandığı Usûl-i Aşâir (Aşiret kuralları) kavramı ve uygulamalarını incelemektedir. Suriye ve Beyrut Adliye müfettişlerinden Ahmed Nazif’e göre Usûl-i Aşâir, Bedevî aşiretlerin kendi aralarındaki anlaşmazlıkları çözmek için uyguladıkları örf ve âdetlerdir. Bu âdetler, kimi zaman şeriata ve Osmanlı hukukuna aykırı öğeler içerebilmektedir. Osmanlı Devleti, farklı idari gereklilikler nedeniyle Usûl-i Aşâir’i geçici ve istisnai bir hukuki çerçeve olarak tanımıştır. Bu bağlamda, 19. yüzyılın sonlarından itibaren Arap coğrafyasının çeşitli bölgelerinde yerel istikrarı ve asayişi korumak amacıyla, Bedevî aşiretler arasındaki çatışmaların çözümünde Osmanlı İdarecilerinin gözetimi altında Usûl-i Aşâir’in uygulandığı gözlemlenmektedir. Bu çalışma, Osmanlı idarecilerinin Usûl-i Aşâir uygulamalarını tanımasını, Osmanlı Bedevî politikası ve söylemi çerçevesinde ele almakta ve bu stratejinin pragmatist bir idari yöntem olduğunu ileri sürmektedir. Ayrıca, makale, Usûl-i Aşâir’in Osmanlı İdaresi tarafından hangi koşullarda benimsendiğini ve nasıl uygulandığını analiz etmektedir. Bu çerçevede, Osmanlı arşiv belgelerine dayanarak Osmanlı Devleti’nin Usûl-i Aşâir’e yönelik yaklaşımı, Osmanlı modernleşme süreci ve devletin Arap coğrafyasındaki hakimiyeti bağlamında irdelemektedir. Bu açıdan makale, Osmanlı Bedevî politikasındaki nüansları ve Osmanlı İdaresinin Arap coğrafyasındaki yerel gerçeklere adaptasyon kabiliyetini anlamaya katkı sağlamayı amaçlamaktadır.

Full Text
Paper version not known

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call