Abstract
Kur’an tarihi, Kur’an metninin lafzen ve manen korunması çabalarına şahit olunmuş şeffaf bir süreçtir. Hz. Peygamber’den sonra, Hulefâ-yi Râşidîn, Tâbiîn ve Ümmet-i Muhammed, Kur’an’ın korunması, tahrif ve tağyirden uzak tutulması; doğru, sahih ve kolay okunması ve kıraat farklılıklarının muhafazası noktasında kıymetli çabalar ortaya koymuşlardır. Kur’an metninin sonraki nesillere tevâtüren nakli hususunda tartışma olmamasına karşın, kıraat farklılıklarının -âhâd haber kabilinden değerlendirilip- sahihliği meselesi eleştirilmiş ve tartışılmıştır. Bu eleştiriler ilk dönem daha çok Arap dili bilginleri tarafından dil eksenli devam eden tartışmalar mahiyetinde sürdürülmüştür. Sîbeveyhi (ö. 180/796) tarafından ilk defa başlatıldığı kabul edilen bu süreç, öğrencisi Ebü’l-Abbâs el-Müberred (ö. 286/900) tarafından devam ettirilmiştir. Sonraki dönemlerde bu tartışmalar; kıraatlerin zuhuru, kapsamı, dayanağı, mütevâtir-sahih kıraat kavramları, mütevâtirliğin Hz. Peygamber’e mi, Hz. Osman (ö. 35/656) mushaflarına mı yoksa kıraat imamlarına mı dayandırılacağı, yedi kıraatin mi on kıraatin mi mütevâtir olduğu eleştirilmiş ve tartışılmış hususlardır. Müberred, dilci yönü ile meşhur olsa da eserlerinde kıraatlere yer vermiş ve sahih kıraatleri eleştirmesi ile de meşhur olmuş âlimlerden biridir. el-Muktedab ve el-Kâmil adlı eserlerinde dil kaidelerini ele aldığı yerlerde 500 civarındaki ayetlerde kıraat farklılıklarını istişhad olarak değerlendirmiştir. Müberred, namaz kıldığı bir mescitte imamın namaz esnasında tilavet ettiği ayet hakkında: “Böyle okuyanı namazda görsem ayakkabılarımı alır o namazı terk ederdim.” şeklinde bir beyanı olmuş, sahih bir kıraat hakkındaki bu sözleri, hangi gerekçeyle ve hangi ayet(ler) hakkında söylediği tarafımızca merak konusu olmuştur. Bu araştırmada, sahih/mütevâtir kıraatlerin eleştirilip eleştirilemeyeceği daha çok kavramsal çerçeve endeksli ele alınmıştır. Müberred’in hayatına çok kısa olmak kaydı ile değinilmiş ve özellikle konumuzu ilgilendiren eserlerinde kıraatleri nasıl ele aldığı ifade edilmiştir. Müberred’in kıraat hususuna nasıl yaklaştığı maddeler halinde izah edildikten sonra bu araştırmanın asıl konusu olan sahih kıraatleri nasıl eleştirdiği incelenmiştir. Başlıklar halinde örneklem metodu ile ele alınan sahih kıraat eleştirileri tahlil edilmiştir. Bu eleştirilerin sonraki süreçte kıraatlere yönelik yapılan genel eleştiriler için mesnet kabul edilip edilemeyeceğinin tespit edilmesi yoluna gidilmiştir. Bu çalışma sonunda, Müberred’in kıraatleri sadece Arap dil kaidelerine istişhad bağlamında ele aldığı; kıraat alanının temel problemlerine dair değerlendirme yapmadığı, sahih kıraat eleştirisinde de ait olduğu Basra dil ekolünün refleksleriyle hareket ettiği, sert söylemler kullansa da sonunda hocası Sîbeveyhi gibi “Kıraatler, tabi olunan bir sünnettir.” anlayışına teslim olduğu, tutumunda kaldığı gözlemlenmiştir. Eleştirdiği kıraat farklılıklarının Kur’an tarihine, kıraatlerin sahihliğine zeval getirecek bir mahiyette olmadığı, tüm söylem ve izahlarının sadece Arapça kaideler çerçevesinde cereyan ettiği görülmüştür.
Submitted Version (Free)
Published Version
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have