Abstract

İnsanın diğer varlıklardan ayırıcı kılan en önemli özellikleri bedeni tabiatı yanında akıl ve duyu sahibi bir varlık olmasıdır. Böyle bir fıtrata sahip olan insan hayati fonksiyonlarını sürdürmek için bedeni ihtiyaçlarını karşılamakla yetinmemiştir. Aynı zamanda kendi varlığının bilincine varmış ve hayatının her aşamasında kutsal bir varlığa inanma ve sığınma ihtiyacı duymuştur. Bu inanma duyusu onun “dindar insan” kimliğini kazanmasında temel etken olmuştur. Dindar bir varlık olması neticesinde insan, inandığı kutsal varlıklarla iletişim kurma, onlara yakın olma ve onların kutsiyetinden faydalanma ihtiyacını hissetmiştir. Bu ihtiyaçlar doğrultusunda insanın kutsalla iletişimini sağlaması ise inandığı dinin öngördüğü ibadetler yoluyla gerçekleşmektedir. Çünkü ibadetin özünde kutsal varlıklara yönelik inanç yatmaktadır. İnsanın kutsal varlık veya varlıklar ile iletişimini sağlayan en önemli bir ibadet türü de kurban ibadetidir.
 Tarihi süreç içerisinde insanlık tarihi kadar köklü bir maziye sahip olan kurban, hemen hemen bütün dinlerde ve kültürlerde varlığını sürdüren önemli bir ibadet ritüelidir. Kurban, hem ferdi hem de toplumsal boyutu olan bir ibadettir. Kişi kurban ibadetiyle hem inandığı kutsal varlığa karşı kulluk bilincini ortaya koymakta hem de kurbanını ihtiyaç sahiplerine ulaştırarak toplumsal vahdaniyyetin oluşmasına katkı sağlamaktadır. Bu düşünceden hareketle bu çalışmada, Anadolu Aleviliğinin önemli bir kesimini oluşturan Sinemilli Alevilerde kurban ibadeti ile ilgili inanışlar üzerinde durulacaktır. Bu inanışların Dinler Tarihi açısından değerlendirilmesi yapılacaktır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call