Abstract

Aristotelesçi felsefenin temelinde yer alan illiyet/nedensellik fail, gâî, maddî ve surî illetler olan dört nedenin tespiti üzerine kuruludur. Dört neden için zorunlu olarak kabul edilmesi gereken ilkelerden birisi illetlerin sonsuza kadar gidemeyeceği ve onların bir İlk İllet’e dayanması gerektiğidir. Maddî illet, sureti kabul etmesi bakımından kâbil illet olarak da isimlendirilir. Bu bağlamda Aristoteles Metafizik/ Alfa Elatton’da iki örnek durum üzerinden kâbil illetlerin sonluluğunu ortaya koyar. İbn Sînâ ise eş-Şifâ/ el-İlâhiyyât’ta illetlerin sonluluğu meselesini ele alırken Aristoteles’in bahsettiği iki durum üzerinden hareket eder ancak bu açıklamayı kendi cevher teorisi çerçevesinde ortaya koyar. Bu bağlamda İbn Sînâ, Aristotelesçi açıklamanın kâbil illetlerin sonluluğunu eksiksiz ve kuşatıcı bir şekilde açıklayamadığına yönelik dört eleştiriyi, eleştiri sahiplerinin kim olduğunu belirtmeksizin, ayrıntılı bir şekilde cevaplar ve Aristotelesçi açıklamanın tutarlı ve yeterli olduğunu tespit eder. İbn Sînâ’ya göre Aristoteles’e yönelik eleştirilerin temel nedeni, kâbil illetlerin sonluluğuna ilişkin açıklamanın, “cevher olması bakımından cevherin ilkeleri (mebâdi)” hakkında olduğunun anlaşılmamasından kaynaklanmaktadır. Eleştirileri birbirine bağlayan temel hususlardan birisi cevherdeki değişime yönelik isti‘dâdın, değişim sonrasındaki unsurla ilişkisinin nasıl kurulacağının belirginleştirilememesidir. Bu makale, İbn Sînâ’nın Aristoteles’in kâbil illetlerin sonluluğuna dair açıklamasına yöneltilen eleştirilerin, bizzat İbn Sînâ tarafından Aristoteles’in anlatısında tespit edilen boşluklar olarak yorumlanabileceği ve filozofun söz konusu eleştirileri kendi cevher ve isti‘dâd teorisini tahkim etmek üzere kurgulayıp cevapladığını ortaya koymayı amaçlamaktadır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call