Abstract

Çocuk ve çocukluk kavramı bilim dallarına göre çeşitli açılardan değerlendirilmekte, tanımlanmaktadır. Günümüzdeki yaygın tanımıyla çocuk; ruhî, bedenî ve sosyal yönlerden erginliğe ulaşmamış insandır. Çocuk gelişim dönemleri bebeklik, ilk çocukluk, ikinci çocukluk ve ergenlik olmak üzere dörde ayrılır. Ergenlik dönemi (12- 18 yaş) nin bitimi ile çocukluk evresinin bittiği kabul edilmektedir. Çocukluk yılları hayat döngüsünün tabiî ve değişmez aşamalarından biridir. Her ne kadar çocukluk yaşantısı ve çocuk yetiştirme uğraşı dönem dönem farklılıklar gösterse de milletlerin nesillerin devamı gayesiyle çocuklarını yetiştirme gibi bir sorumluluğu vardır. Bu sorumluluğun paydaşlarından olan ebeveynler, aileler çocuklarını yetiştirirken yerel değerler başta olmak üzere evrensel değerlerden de faydalanır. Çocukluk yaşantısının bir ömür boyunca kişiyi çepeçevre sardığı, kişinin duyuş ve düşünüş biçiminde başat rol oynadığı bilinmektedir. Bu çalışmada İhsan Süreyya Sırma’nın nasıl bir çocukluk evresi geçirdiği, bu çocukluk evresinde onu etkileyen kişiler ve yaşantılar, şifahi kültürü nasıl kazandığı incelenmiştir. Çalışma tarama modelindedir. Veriler belgesel tarama tekniği kullanılarak toplanmıştır. Çalışmada Adnan Demircan’ın İhsan Süreyya Sırma ile nehir söyleşilerinden oluşan ve Beyan Yayınları tarafından yayımlanan “İhsan Süreyya Sırma Kitabı Pervari’den Paris’e” kitabı esas alınmıştır. İlgili eserde İhsan Süreyya Sırma’nın okul öncesi dönemden başlayarak 2018 yılına kadarki hayatı anlatılmaktadır. Çalışmamın kapsamı gereği İhsan Süreyya Sırma’nın hayatındaki okul öncesi dönem ile ortaokul yılları arasındaki dönem ele alınmıştır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call