Abstract
Küresel ekonominin ulaştığı boyut uluslararası ekonomide ve dolayısıyla siyasette karşılıklı bağımlılığı hızla artırmıştır. Uyguladığı ekonomi politikaları sayesinde son çeyrek yüzyılda küresel ekonomideki ağırlığı her geçen gün artan Çin ise artan küresel ağırlığını, ekonomi politik yaklaşımlarla siyasi kazanca çevirmeyi başarmaktadır. Ancak Çin’in, büyük döviz rezervlerini kullanmak suretiyle geliştirdiği ekonomik ilişkilerinin, süreç içinde ilişki geliştirdiği az gelişmiş ve gelişmekte olan bazı ülkelerin ekonomik güvenliğine zarar vermeye başladığı görülmektedir. Sri Lanka ve Malezya örneklerinden hareketle Çin’e atfedilen borç tuzağı diplomasisi ile Bir Kuşak Bir Yol (BKBY) girişimi karşıtı bir kamuoyu oluşturulmaya gayret edildiği görülmektedir. Çin’in borç/kredi verirken yaptığı anlaşmaların özel şartlara haiz olduğu bilinmekle birlikte, borç tuzağının özellikle ulaşılmak istenen bir amaç olmadığı, Çin’in ekonomik güvenliğini sağlamak amacıyla uyguladığı politikaların ve borç alan ülkelerdeki yanlış ekonomi politikaları ile ülkeye has uygulamalardan kaynaklandığı anlaşılmaktadır. Öte yandan Çin ile gelişen ekonomik ilişkiler kapsamında, Türkiye’de önemli yatırımları bulunması çerçevesinde dikkatli hareket edilmesi gerekmektedir. Ancak ekonomik altyapısı ve büyüklüğü nedeniyle, Türkiye için borç tuzağı riski oluşmadığı değerlendirilmektedir.
Published Version
Talk to us
Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have