Abstract

Son yıllarda küreselleşme kavramı ile bağlantılı söylemlerin vurgu yaptığı hususlardan biri, teknolojik alandaki iktidarı elinde tutan kültürlerin sahip olduğu araçlar vasıtasıyla baskın kültür hâline gelerek dünya üzerinde kültürel mozaiği renklendiren diğer kültürleri yok olma tehlikesiyle karşı karşıya bırakmasıdır. Bu endişeyi taşıyan ulusal ve uluslararası kuruluşların, kültürel ifadelerin çeşitliliğinin korunabilmesi ve kültürel sürekliliğin sağlanabilmesi için birtakım girişimlerde bulunduğu ve konuyla ilgili farkındalık oluşturmaya çalıştığı görülmektedir. Halk kültürünü kendine araştırma sahası olarak belirlemiş olan halk bilimi alanında da koruma, canlandırma, aktarma ve yeniden yaratarak dönüştürme yoluyla kültürel unsurların gündelik hayatta pratiğe dönüştürülmesi hususunda yeni bir yaklaşım ortaya çıkmıştır. Literatürde uygulamalı halk bilimi kavramı ile yerini alan bu yaklaşım, halk bilimini daha önceki derleme, arşivleme ve metin üzerinde inceleme yapma yönteminden farklı bir cepheye doğru yönlendirerek uygulama boyutuna taşımıştır. Böylece halk bilimi, hem küreselleşme karşısında kültürlerin kendini koruyabilmesinin destekleyebilecek bir işlev taşıyacak hem de kendisine sahip olduğu bilgiyi, sosyal yaşamda karşılaşılan birtakım problemleri çözmede pratiğe dökebileceği yeni bir uygulama alanı yaratabilecektir. Bu çalışma, uygulamalı halk bilimi yaklaşımının ortaya çıkışına zemin hazırlayan gelişmelere, ortaya çıkış şartlarına, adı konulduktan sonra etrafında şekillenen tartışmalara, bu tartışmalar neticesinde ortaya atılan karşıt kavramlara, terimin tanımlanma girişimlerine, folklorun kullanılabileceği alanlara odaklanmaktadır. Kısaca söylemek gerekirse bu çalışmada uygulamalı halk biliminin ortaya çıkışı, gelişimi ve bugünkü durumu izah edilmeye çalışılacaktır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call