Anneden Algılanan Narsisistik Özellikler ile Obsesif İnanışlar Arasındaki İlişkide Sosyal Medya Kullanımının Aracı Rolü

Abstract

Çağımızın hızla değişen dijital dünyasında, sosyal medya platformları insanların hayatlarında merkezi bir rol oynamaktadır. Sosyal medya, bireylere kendilerini ifade etme, başkalarıyla iletişim kurma ve bilgiye hızlıca ulaşma imkânı sunarken, aynı zamanda psikolojik sağlık üzerinde de önemli etkiler yaratmaktadır. Bu çalışma, anneden algılanan narsisistik özelliklerin sosyal medya kullanımı ve obsesif inanışlar üzerindeki etkilerini inceleyerek, dijital çağın bireylerin bilişsel ve duygusal dünyalarına olan etkilerini anlamayı amaçlamaktadır. Sosyal medya kullanımının obsesif inanışları artırıcı etkisi, narsisistik ebeveynlik ile birleştiğinde, bireylerin psikolojik sağlıklarını nasıl etkilediği bu araştırmanın odak noktasıdır. Bu bağlamda mevcut araştırma, anneden algılanan narsisistik özellikler ile obsesif inanışlar arasındaki ilişkide sosyal medya kullanımının aracılık rolünü incelemektedir. Çalışma, bilişsel terapi yaklaşımına dayalı olarak, narsisistik ebeveynlerin çocukları üzerindeki etkilerini ve sosyal medya kullanımının obsesif inanışlar üzerindeki etkilerini değerlendirmektedir. Araştırmada yordayıcı (predictive) korelasyonel model kullanılmıştır. Araştırmanın katılımcıları, yaşları 19 ile 74 arasında değişen 138 kadın ve 171 erkek olmak üzere toplam 309 kişiden oluşmaktadır. Katılımcılar, uygun örnekleme yöntemi ile seçilmiştir. Veriler, Sosyal Medya Kullanım Ölçeği, Obsesif İnanışlar Ölçeği-44 ve Anneden Algılanan Narsisistik Özellikler Ölçeği kullanılarak toplanmıştır. Bulgular, kadınların annelerinden algıladıkları narsisistik özelliklerin erkeklere göre daha yüksek olduğu, erkeklerin ise obsesif inanış düzeylerinin kadınlara göre daha yüksek olduğu, sosyal medya kullanımı düzeyinde ise gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı bir farkın olmadığını ortaya koymuştur. Aracılık analizi ile ilgili bulgularda ise, anneden algılanan narsisistik özelliklerin obsesif inanışları doğrudan etkilemediğini, ancak sosyal medya kullanımını artırarak bu inanışları etkilediğini göstermektedir. Sosyal medya kullanımının psikolojik sağlık üzerindeki olumsuz etkileri ve bu etkilerin ebeveynlik stilleri ile ilişkisi araştırmanın ana odak noktalarını oluşturmaktadır. Çalışmanın sonucunda, sosyal medya kullanımının kontrol altına alınması ve bilinçli kullanımının teşvik edilmesi, bireylerin psikolojik sağlıklarını korumak açısından önemli öneriler olarak sunulmuştur.