Abstract

Çağdaş eylem felsefesinde özgür irade genellikle ahlaki sorumluluk ile ilişkili olarak tartışılmakta ve açıklanmaktadır. Bu tartışmanın ve ilişkinin anlaşılabilmesi için öncelikle özgür iradenin ne olduğunun anlaşılması gerekir. Özgür irade genel olarak kişinin istediği eylemi ve seçimi yapmasında kontrolün kişinin kendisinde olduğunu ifade eder. Eylemlerin hangi anlamda kişinin kontrolünde olduğu iki şekilde ifade edilmektedir. Bunlar kişinin yaptığı bir eylem için başka türlü yapabilmesinin kişinin kendisine bağlı olması ve kişinin eyleminin kaynağı olmasıdır. Aynı zamanda bu ifadeler özgür iradenin başka türlü yapabilme ve kişinin eyleminin kaynağı olması anlamını da ima eder. Çağdaş felsefede özgür irade ile ilgili tartışmalar daha çok bu iki anlam üzerinden yapılmaktadır. Özellikle kişinin önceden yaptığı bir eylem için başka türlü yapabilmesi ile ilgili olarak ciddi tartışmalar vardır. Özgür iradenin bu anlamı aynı zamanda onun ahlaki sorumlulukla olan ilişkisini anlamak için de önemlidir. Çünkü özgür iradenin ahlaki sorumlulukla birlikte açıklanmasının en önemli nedenlerinden biri, özgür iradenin olmadığı yerde ahlaki sorumluluktan da söz edilemeyecek olmasıdır. Dolayısıyla özgür irade ile ahlaki sorumluluk ilişkisini açıklamak hem onların daha iyi anlaşılması hem de var olan tartışmaları anlamak için önemlidir. Çağdaş eylem felsefesinde özgür irade ve ahlaki sorumluluk ilişkisi determinizmi de içine katarak açıklanmaktadır. Determinizm uzun yıllar güçlü ve etkili bir iddia olsa da özellikle daha çok 20. yüzyılda gördüğümüz fizikteki bazı gelişmeler ile birlikte bu gücünü kaybetmiştir. Bu da özgür iradeye sahip olup olmadığımız ve dolayısıyla ahlaki sorumluluktan söz edip edemeyeceğimiz tartışmalarının yeniden canlanmasına yol açmıştır. Dahası özgür irade ve ahlaki sorumluluk ilişkisine, determinizmi geçerli olarak kabul eden ve onun imkansız olduğunu savunan fikirler içinde yeni bir bakış açısı getirmiştir. Günümüzde de oldukça tartışılan ve zengin bir literatüre sahip olan özgür irade ve ahlaki sorumluluk ilişkisi bazı anlayışlar ile tartışılmaya devam etmektedir. Bu anlayışlar üç başlık altında toplanmaktadır. Bunlar: bağdaşırcılık, bağdaşmazcılık ve özgürlükçülüktür. Bağdaşırcılık özgür iradenin ahlaki sorumluluğun varlığı için zorunlu olmadığını savunur. Bağdaşırcılığa göre ahlaki sorumluluktan kaçmak neredeyse imkansızdır ama ahlaken sorumlu olmak için her zaman özgür iradeye sahip olmak gerekmez. Kişi yaptığı eylemi özgür iradesiyle yapmasa da yaptığından ahlaken sorumludur. Başka bir deyişle bağdaşırcılığa göre özgür irade ahlaki
 sorumluluğun varlığı için zorunlu bir koşul olarak görülmez. Bunun yanında bağdaşırcılık belirlenimciliğin geçerli olduğunu, onun özgür iradenin ve ahlaki sorumluluğun
 varlığı için tehdit olmadığını iddia eder. Bağdaşırcılığa göre belirlenimciliğin hâkim olduğu bir dünyada az da olsa özgür iradeye ve ahlaki sorumluluğa sahibiz.
 Bağdaşmazcılık ise bağdaşırcılığın bu iddialarına karşı çıkar. Bağdaşmazcılığa göre özgür irade olmadan ahlaki sorumluluktan söz edemeyiz. Özgür irade ahlaki sorumluluğun varlığı için zorunlu bir koşuldur. Bağdaşmazcılara göre bazen yaptıklarımızdan sorumlu olduğumuzu düşünmemiz bile özgür iradenin ve ahlaki sorumluluğun varlığına inanmak için yeterli bir nedendir. Ancak onlara göre aynı durum belirlenimcilik için geçerli değildir. Belirlenimcilik geçerli kabul edilirse seçimlerimizi ve eylemlerimizi nasıl belirleyebilir, istediğimiz gibi nasıl davranabiliriz? İşte tüm bu nedenlerden dolayı bağdaşmazcılık özgür irade ve ahlaki sorumluluğun belirlenimcilik ile bağdaşmaz olduğunu iddia eder. Bağdaşmazcılık ile temelde aynı iddiayı savunan libertaryanizm de özgür irade doğru bir şekilde anlaşıldığında onun belirlenimcilik ile bağdaşmayacağının da anlaşılacağını savunur. Libertaryanizm bu düşüncelerini daha çok özgür iradenin başka türlü yapabilme fikri üzerinden açıklar. Libertaryanizmde kişinin yaptığı eylemlerden sorumlu olduğunu ancak belirlenimcilik geçerli kabul edildiğinde bu sorumluluktan söz edilemeyeceğini ileri sürer. Bu makalenin amacı bu anlayışlar üzerinden çağdaş eylem felsefesinde özgür irade ve ahlaki sorumluluğun belirlenimcilik ile olan ilişkisini açıklamaktır. Bu makaledeki iddia bağdaşmazcılığın özgür irade ve ahlaki sorumluluk arasındaki ilişkiye dair makul ve kabul edilebilir bir anlayış olduğu, bağdaşırcılığın ise kabul görmesinin pek mümkün olmadığıdır.

Full Text
Published version (Free)

Talk to us

Join us for a 30 min session where you can share your feedback and ask us any queries you have

Schedule a call