Turkish Public Administration Research Articles

RESTRUCTURING IN PUBLIC SECTOR: FROM ELECTRONIC GOVERNMENT TO SMART GOVERNMENT IN TÜRKİYE

Upon the development of information and communication technologies (ICTs), countries embarked on a structuring process in the public sector in order to provide faster and more efficient services. Acting positively towards technological developments in the public sector, Türkiye started digital transformation reform studies and developed “e-Government applications” especially in the recent years. In this context, during the transition to the Presidential Government System, Türkiye established the Digital Transformation Office (DTO), which is considered the most important stage of the smart government (s-Government). With the establishment of DTO, the transition process from “e-Government” to “s-Government” has started and radical changes have taken place in the Turkish public administration. With this office, consolidation of the coordination functions under the same entity was aimed regarding the issues such as cyber security, critical infrastructures, big data and artificial intelligence. By considering the associated changes in the public sector along with the development of technology, this study attempts to examine the functions and structure of DTO, which played an effective role in the transition from “e-Government” to “s-Government” in Türkiye.

Kamu Yönteminin Kitlesel İnsan Hareketliliklerine Reaksiyonu: 1989 Bulgaristan Kitlesel Göç Hareketi

Her göç olgusu kendi içinde kendine has özellikler taşır. Benzer biçimde göç hareketliliklerine göçü karşılayan toplumların ve devletlerin reaksiyonları farklı farklıdır. Türkiye’nin son yıllarda aldığı büyük göç hareketliliklerini anlamak ve açıklamak için geçmişte meydana gelen benzer hareketlilikler karşısında verilen tepkileri anlamak önemli ve değerlidir. Bu çalışmanın amacı 1989 yılından itibaren Bulgaristan yönetiminin izlediği politikalar nedeniyle Türkiye’ye göç eden zorunlu göçmenlere Türk kamu yönetiminin gösterdiği reaksiyon ve izlediği politikaları derinlikli ve kanıta dayalı verilerle ortaya koymak ve analiz etmektir.

Kamu Yönetiminde Hizmet Sunumunda Bir Paradigma Değişimi: E-Devlet

In the changing and transforming structure of the state, it is seen that service provision has differentiated and developed with the developing technologies. It is seen that classical public administration methods are gradually abandoned and modern and easy methods are emerging at the point of obtaining information and documents from citizens in service delivery. With these methods, it is seen that the delays in bureaucracy are gradually overcome. It is seen that the e-government approach, which is also considered as a technological way of change in Turkish public administration, has made significant progress in public administration. It is seen that e-government applications, which can also be expressed as a reflection of the wind of change in public administration, have become a part of our daily life in terms of communication technologies. The spread of computer technologies has differentiated both time and space phenomena. The transformation movements caused by technological developments have an impact on the change in public administration at many points. It is inevitable that the state, which is considered as the most important pillar of public administration, will take its share of this change while fulfilling its services. Increasing bureaucratic works and people's inability to spare time for them reveal the change of technology in the public sphere. This situation can be seen as a new face of the state. It is seen that the wind of change, which has emerged in the world especially since the 1980s and caused great changes in public administration, has turned into a system that includes citizens. It can be said that an important structuring has emerged at the point of access to services in the context of the rights and responsibilities of individuals. Considering that technology affects all areas of life and all systems are structured in a technological framework, the emergence of a change towards the concept of information society can be seen as an expected result. The change in technology has effects in all areas of the social field. This situation has aspects that affect the state as well as individuals. The e-government phenomenon, which expresses the service provision of technological developments and reveals a changing aspect of the state, can be seen as an example of this change process that needs to be examined. The examination of the e-state project in this context is considered important in order to reveal the change in public administration and the difference of the service. Keywords: E-state, bureaucracy, public administration.

Reading Ethical Principles and Values in Turkish Public Administration through Kutadgu Bilig

Dürüstlük, tarafsızlık, liyakat, güven, sevgi, saygı, nezaket, eşitlik, adalet, kamu yararını gözetme gibi ilke ve değerler, kamu yönetiminde etik davranış ilkeleri zeminini oluşturmaktadır. Türk devlet ve yönetim geleneğini oluşturan unsurlar içerisinde adalet, eşitlik, liyakat, dürüstlük ve hakkaniyet gibi değerler yer almaktadır. Siyasetnameler, Türk yönetim geleneğinin temelini oluşturan metinlerdir. Töre, adalet ve ahlak konularına odaklanan siyasetname türü eserlerden birisi de Yusuf Has Hacib tarafından kaleme alınan Kutadgu Bilig’dir. “Kutadgu Bilig” adlı eserde iyi bir yönetim ve iyi bir yöneticide bulunması gereken özellikler vurgulanmış, yönetim ahlakı üzerinde odaklanılmıştır. Bu minvalden hareketle hazırlanan çalışmanın temel sorunsalı, Kutadgu Bilig eserinin yönetim ahlakı ve etik davranış ilkeleri çerçevesinde irdelenmesidir. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı, kamu yönetiminde etik değer, ilke ve davranışların ele alınması ve bu eksende Kutadgu Bilig adlı eserin değerlendirilmesidir. Çalışma kapsamında, öncelikle kamu yönetiminde etik konusuna yönelik kavramsal çerçeve çizilmekte, Türk kamu yönetiminde etik yönetim anlayışına yönelik yasal ve kurumsal yapı genel hatlarıyla ele alınmaktadır. Kutadgu Bilig eserinde vurgulanan ahlaki değerler ve günümüz etik davranış ilkeleri karşılaştırmalı bir perspektiften hareketle analiz edilmektedir. Çalışmada tarihsel ve karşılaştırmalı araştırma yöntem ve tekniklerinden faydalanılmıştır. Çalışmanın temel bulgusu, Kutagu Bilig adlı eserin, yöneticilere etik ve ahlaki ilke ve değerler konusunda yol gösterici bir rehber niteliği taşımış olduğunun tespitidir. Bununla birlikte, kamu hizmetlerinin sunumunda etkinlik ve verimlilik ile birlikte ahlaki davranış ilkelerinin de gözetilmesinin gerekliliği eserde vurgulandığı görülmüştür. Sonuç olarak eserin, günümüz etik ilke içerisinde sayılan adalet, liyakat, hakkaniyet, dürüstlük, tarafsızlık, güven, saygı, sevgi ve nezaket gibi değerleri önceleyerek kaleme alınması çalışmanın önemli bir bulgusudur.

CIMER in Turkey: A revolutionary platform for political participation or a tool for authoritarianism?

AbstractThis article explains CIMER (Presidency's Communication Centre) in Turkey, one of the e‐government applications in Turkish public administration that transform political communication and political participation from theory to practice. In this context, it examines the debates that CIMER, which is described as an important institution in the context of political participation, has allegedly turned into an institution that contributed to authoritarianism in Turkey in the following years. Methodologically, legal regulations on the historical establishment of CIMER, public statements of CIMER's bureaucrats and news about CIMER reflected in the media will be used as the primary research data. The result obtained from these data shows the originality of the study and its contribution to the field. Unlike the studies conducted so far, which are limited to the positive contributions of CIMER and public policy analysis, CIMER has been explored as a tool of authoritarianism on the axis of political science.

Transparency and Accountability in Turkish Public Administration

Geleneksel kamu yönetimi anlayışından yeni yönetim anlayışına geçiş ile demokratik, katılımcı, şeffaf ve hesap verebilir bir yönetim anlayışının gerekliliği vurgulanmaya başlanmıştır. 1970'li yılların ikinci yarısından itibaren dünyada kamu yönetimi alanında meydana gelen değişim ve dönüşüm çabaları, 1980'li yılların ikinci yarısından itibaren Türkiye'de de etkisini göstermeye başlamıştır. Türk kamu yönetiminde asıl değişim 2003 sonrası döneme rastlamaktadır. 2003 sonrası süreçte, siyasal ve yönetsel alanda gerçekleştirilen reformlarla birlikte demokratikleşme, sivilleşme ve yerelleşmeye yönelik önemli adımlar atılmış, şeffaflık ve hesap verebilirliğe ilişkin bazı düzenlemeler yapılmıştır. Bu kapsamda Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu, Bilgi Edinme Hakkı Kanunu, Dilekçe Hakkının Kullanılmasına Dair Kanun, Kamu Denetçiliği Kurumu Kanunu, Kamu Görevlileri Etik Kurulu Kurulması ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun gibi yasal düzenlenmelerle Türk kamu yönetiminde daha şeffaf ve hesap verebilir bir yapı amaçlanmıştır. Şeffaflık ve hesap verebilirlik ilkeleri, toplum ile siyaset ve bürokrasi ilişkisi açısından hayati öneme haizdir. Bu ilişkinin güven duygusu içinde beslenmesi devletin gelişimini sağlamakta, hak ve adalet üzerine bir düzenin kurulmasına hizmet etmekte ve toplumun refahına katkı sağlamaktadır. Bu nedenle, Türk kamu yönetimi için iyi yönetim uygulamalarının artarak devam etmesi elzemdir.

Digital Transformation of Public Services as State Transformation: An Overview of the Experience in Turkey During the Pandemic.

This paper discusses the contextual aspects of the digital transformation of the Turkish public administration system during the COVID-19 pandemic. It argues that the accelerating process of the digitalization of public services during the pandemic should be understood in connection with the ongoing, broader transformation of the Turkish state into the neoliberal regulatory state that has been ideologically framed as a facilitator of market-led economic development. This argument is based on the "state transformation approach" developed as an alternative analytical tool to address governance outcomes as a manifestation of neoliberally informed shifts in the location of state power, in the groups of actors that exercise state power, and in the ideas used to rationalize the exercise of it.

Foreign Ministry and Its Peculiar Position in General Administration of Ottoman Empire in the Era of Reforms (1836-1871)

With the importance of the use of diplomacy in the Ottoman Empire in the 19th century, Foreign Ministry gained an effective position in the state administration. This prominence had a direct impact on implementation of reforms at larger scale which was the general characteristics of the era. Therefore, Foreign Ministry stood out among the other institutions of the state due to some of its characteristics and bureaucrats from Foreign Ministry undertook important state duties. This article focuses on the reasons of Foreign Ministry playing a more active role than other institutions during Ottoman Empire’s era of modernization in the 19th century. As a result, the accuracy of the claim that the Foreign Ministry had a superior role in the 19th century Turkish public administration due to certain qualities it possesses; has been explained in details by using archive documents, the sources of the period and literature review.

Some Issues of the Employment of Syrian Refugees in Turkey in the Light of European Integration

In the seven decades following the proclamation of the Republic of Turkey in 1923, relatively few asylum seekers came to the country, and most of them stayed in there only temporarily. The wave of Syrian refugees that started in 2011 hit the Turkish public administration and labor system practically unprepared, and it took until January 2016 for a system meeting international expectations allowing foreigners to work legally to be born. Due to the numerous restrictions, only a fraction of the Syrian migrants were able to find a registered job, and a serious conflict arose between the Turkish majority and the refugee community, both regarding employment and wages. With the help of mostly English and, to a lesser extent, Turkish sources, this study tries to reveal the system of connections between the Turkish political structure, the role of the European Union and labor trends. With the help of a number of quantitative and qualitative analyses, the multifaceted nature of the problem –including unemployment and conflicts over the wages- can be demonstrated and one can define how it affects the upcoming elections.

Analysis of the Digitization Process of Turkish Public Administration Based on the Perspective of Digital Government Index and E-Government Development Index

Considering that modern states began with the collapse of feudalism in the 15th and 16th centuries, states have assumed very different functions in the process up to today. Parallel to this, the delivery of public services has evolved in the context of the advances brought by technology. In this context, the study first discusses the shift from traditional to digital states in general terms. Then, Turkey's digitalization process was examined and information about the Digital Transformation Office established within the Presidency was included. Data from WASEDA University's "Digital State Index" and the United Nations' "E-Government Development Index" were also collected and analyzed. The main purpose of the study is to evaluate Turkey's place in the world using the WASEDA Digital State Index and to compare it with other countries. In addition, based on the United Nations E-Government Development Index, the distribution of "e-government development, e-participation, online service index, telecommunication infrastructure index and human capital indexes" according to years was analyzed comparatively. Examining Turkey's digitalization process in the light of different index data makes this study unique and important. The study used a descriptive method and statistical data, and it was found that Turkey has made significant progress in its digitalization process over the past 20 years. The study's main conclusion is that digitalization is a paradigm shift in Turkish public administration, as it allows for the online delivery of public services regardless of location, reduces bureaucratic obstacles, brings speed and flexibility and facilitates the work of citizens.

TYPES OF MORAL BEHAVIORS OF PUBLIC ADMINISTRATORS: PAMUKKALE UNIVERSITY ETHICS RESEARCH

The mentality for Turkish political morality, based on the structural diseases of the Turkish public administration inherited from the Ottoman Empire, has its own peculiarity. Studies on political and administrative ethics within the discipline of public governance in Turkey, date back to after 1980. This study aimed to explain which moral behavior that the executives exhibit in Turkish public governance. For this purpose, an questionnaire was conducted on a sample group of 110 people consisting of Pamukkale University administrators, based on the case studies of Steinberg and Austern. The results analyzed after the research were evaluated according to these analyzes, the executive personnel in Turkish public management exhibit a more duty-ridden moral attitude.

Opening the curtains: Adaption of transparency policy for eliminating in confidentiality of the faith groups

Transparency policies, which have become increasingly important in recent years, have become one of the most important implementation tools of accountability, especially for public administrations. The main purpose of this study is to examine a public policy that can be planned to be implemented in Turkish public administration under the leadership of the Presidency of Religious Affairs (PRA). In the public policy literature, policy transfer and adoption processes are considered a quick solution for developing countries. Because developing countries have two important constraints, such as time and resources, to produce a solution. The adoption process of the policy that is planned to be implemented in Turkey, compared to the transparency policies in faith group services carried out by the UK public institutions, is the focus of this study. Although belief groups are important for the spread of civil society, they can cause certain social and political problems. It is not possible to produce qualified solutions to these problems by ignoring belief groups or making them illegal with a radical approach. The principle of transparency in public policies plays a key role in solving the problems encountered in civil society. This case study and content analysis will both provide the PRA with a theoretical assessment of its transparency policy and provide a roadmap for academics to work on different public policies.

KAMU YÖNETİMİNDE ETİK KAVRAMININ İZİNİ SÜRMEK: KAMU GÖREVLİLERİ ETİK KURULU ÜZERİNE BİR İNCELEME

Bu çalışmanın temel amacı, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun, yapısı, mevzuatı ve kararları çerçevesinde, kamu yönetiminde etik kültürün gelişmesindeki yerini ve etkinliğini tartışmaktır. Çalışma üç bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümde çalışmanın kuramsal çerçevesi “yönetişim anlayışı” çerçevesinde tartışılmıştır. Çalışmanın ikinci bölümünde Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun tarihsel gelişimi anlatılmıştır. Çalışmanın üçüncü bölümünde, Kamu Görevlileri Etik Kurulu’ndan alınan veriler ışığında, Türkiye’de 2017-2019 yıllarını içeren 3 yıllık dönemde hangi konularda etik davranış ihlalleri yapıldığı, Kurul’a kaç başvuru yapıldığı, başvuruların kaç tanesinin kabul edilip/edilmediği, başvuru içerikleri, etik ihlal başvurularının konulara göre dağılımı, başvurular sonucu hangi etik ilkelerin ihlal edildiği ve etik kültürün gelişmesi için yapılan faaliyetler incelenmiştir. Çalışmanın sonuç bölümünde elde edilen veriler çerçevesinde Kamu Görevlileri Etik Kurulu’nun etkinliği tartışılarak, Kurul’un daha etkin olabilmesi için çeşitli öneriler sunulmuştur.

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin Milli Güvenlik Kurulu Üzerindeki Etkileri

Türkiye’de 2017 yılında kabul edilen 6771 sayılı Kanunla, uzun süredir uygulanmakta olan Parlamenter Hükümet Sistemi yerini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine bırakmıştır. Hükümet sisteminde gerçekleşen bu değişim, Türk Kamu Yönetiminin hem yapılanmasında hem de işleyişinde oldukça önemli değişikleri beraberinde getirmiştir. Esas olarak merkezi yönetimin başkent teşkilatı üzerinde önemli etkileri olan hükümet sistemi değişikliğinin, başkent örgütüyle yakından ilişkisi olan diğer kuruluşları da büyük ölçüde etkilediği görülmektedir. Bu süreçte hükümet sistemi değişikliğinden etkilenen kuruluşlardan birisisinin de merkezi yönetimin yardımcı kuruluşları arasında yer alan Milli Güvenlik Kurulu olduğu söylenebilir. Ancak liretatürde bu konuda sınırlı sayıda çalışma olduğu görülmektedir. Bu nedenle çalışmanın konusu Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin Milli Güvenlik Kurulu üzerindeki etkileridir. Çalışmanın amacı; parlamenter hükümet sisteminden Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemine geçişle birlikte Milli Güvenlik Kurulunun hem yapısında hem de işleyişinde meydana gelen değişikliklerin ayrıntılı bir biçimde analizidir. Çalışmada MGK’nın üyelerinde, toplantılarında, kararlarında, genel sekreterlik teşkilatında hangi değişikliklerin olduğu sorusuna cevap aranmaktadır. Anahtar Kelimeler: Kamu Yönetimi, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi, Yardımcı Kuruluşlar, Milli Güvenlik Kurulu JEL Sınıflandırması: H83, H10, H11, H19

Openness and Accountability in Turkey in the Context of Accession to the European Union

There are many indicators showing the need for restructuring of the Turkish public administration. The basic nature and problems of the administrative functioning are mostly related to the bureaucratic culture from the past. Turkey has made important public administration reforms in recent years in order to change this bureaucratic culture, which is based on centralization and secrecy. The European Union (EU) is the most important external dynamic of these reforms aiming at openness, transparency, accountability, participation and ethical structuring in public administration. These principles are also an element of the European Administrative Space (EAS), EU governance and the subject of Europeanization in public administration. Among these principles, openness and accountability constitute the subject of this paper. Openness, transparency and accountability of government bear critical importance for the proper functioning of accession process. Within this period, a number of regulations have been passed to ensure institutionalization of an open and accountable administration, resulting in the establishment of new agencies in Turkey. However, although essential steps were taken in terms of openness and accountability before the accession negotiations began on October 3, 2005, the reforms entered into a phase of deceleration thereafter. Therefore, the reforms appear to have been affected by the development course of Turkey-EU relations and slowed down as the relations deteriorated. In this context, these reforms are examined under the following dimensions based on EU progress reports and relevant legal regulations: (i) openness and right to information, (ii) financial transparency and accountability, (iii) ethical principles for public officials.

The Role of Supervisory Institutions in the Implementation of the Principle of Merit in Turkish Public Administration

Kamu hizmetinin kalitesinin arttırılması ve sürekliliğinin sağlanması için liyakat ilkesinin personel sistemine ve kurumsal kültüre yerleşmesi gerekmektedir. Bu doğrultuda birçok demokratik ülke liyakat ilkesi gereğince anayasal ve yasal kurallar koymanın yanı sıra, bu kuralları uygulayacak ve gözetecek mekanizmaları da tesis etmiştir. Köklü bir geçmişi olan ve tarihsel sürece bakıldığında liyakat ilkesini idari geleneğinde ve mevzuatında bulunduran Türk kamu yönetimi açısından ise bu mekanizmaların yeterli düzeyde tesis edilmediği ve ilkenin uygulanmadığı yönünde bazı ülke örneklerinden hareketle çeşitli eleştiriler bulunmaktadır. Bununla birlikte liyakat ilkesinin uygulanmasını sağlayıcı mekanizmalar açısından yakın zamanda Türkiye’de devlet teşkilatlanmasında yeni bir görünümün olduğunu söylemek mümkündür. Bu çalışmada Türkiye’de kamu kurumlarının personel sistemi çerçevesindeki uygulamalarını ve kararlarını liyakat ilkesi açısından denetleyen kurumların mevzuat çerçevesindeki rolleri ortaya konulacaktır. Mevzuat çerçevesinden ve devlet teşkilatındaki konumları üzerinden etkinlikleri değerlendirilecek olan bu mekanizmaların uygulama detayları ise çalışmanın sınırlılığı nedeni ile ele alınmayacaktır. Literatür ve mevzuat taraması yöntemi ile hazırlanan bu çalışmanın hedefi, liyakat ilkesinin tesisi açısından farkındalık oluşturmaktır.

The Planned Period and Public Relations: A Critical Evaluation of the Studies Carried Out in Turkish Public Administration

The Planned Period and Public Relations: A Critical Evaluation of the Studies Carried Out in Turkish Public Administration

Digital Transformation In Turkish Public Administration System

Eskiden bilgi ve haberleşme teknolojilerinin insanlara sunduğu imkânlar hayli sınırlıydı. Zamanla küresel evrim aracı olarak kullanılmaya başlayan bilgi-haberleşme teknolojileri sayesinde imkânlar artarak evrende vazgeçilmez bir öğe haline gelmiştir. Dijitalleşmenin yaygınlaşması sayesinde teknolojik gelişmelerde oldukça popülarite kazanmış ve internet hayatımızın önemli parçası halini almaya başlamıştır. Bilhassa 2000’li yılların ilk çeyreğinden itibaren endüstri toplumundan bilgi toplumuna doğru hızlı bir evrim meydana gelmiştir. Bilgi-haberleşme teknolojilerinin, kamu ve özel teşebbüs kuruluşları üzerinde önemli etkileri olmuştur. Muhakkak, bu tesirden Türk Kamu Yönetimi de nasibini almıştır. Teknolojinin etkisiyle beraber, vatandaşların kamudan aldığı hizmetten beklentilerini değiştirmiştir. Bu beklentilere cevap vermek amacıyla kamu tarafından hizmet taleplerinin daha hızlı ve ucuz bir biçimde karşılanması için bilgi-haberleşme teknolojilerinden faydalanılarak dijital uygulamalar geliştirilmiştir. Çalışma 2000’li yılların başından bugüne kadar, vatandaşlara etkili ve faydalı hizmet sunmak için dünyada hızla yürütülen dijital devlet ve dijital belediye uygulamalarının yanı sıra yerel katılımı artırma ve merkezî hükümetin bürokratik maliyetlerini ve yükünü hafifletme imkânları da sağlamaktadır.

The Chronic Problem of Turkish Public Administration Terminology: The Lack of Administration / Management Distinction

Birbiriyle yakın anlamlı olmakla birlikte aralarında birtakım küçük farklar bulunan kavramların aynı sözcükle ifade edilmeleri terminolojik açıdan önemli sorunlara yol açabilmektedir. Türkçe kamu yönetimi terminolojisinde bunun en belirgin örneklerinden birini “yönetim” sözcüğünün kullanımı oluşturmaktadır. Bu sözcük, hem bürokrasi yönelimli “administration”, hem de işletmecilik ve özel sektör yönelimli “management” anlamında kullanılmaktadır. Oysa etimolojik ve semantik açılardan incelendiğinde bu iki terimin genellikle eş anlamlı kabul edilmelerine rağmen, bazı yönleriyle ayrıştıkları gözlemlenmektedir. Dolayısıyla bu terimlerin her koşulda aynı sözcükle karşılanması, akademik ve bürokratik yazında sorunlara yol açma potansiyeli taşımaktadır. Buradan hareketle, çalışmada söz konusu durumun yol açtığı kavram karışıklıklarına odaklanılmakta ve bunların çözümü için bürokrasi yönelimli anlama karşılık gelen “idare” teriminin kullanılması suretiyle idare / yönetim ayrımının içselleştirilmesi önerilmektedir.

Reading the Reconstruction Studies in Turkish Public Administration After 1980 on the Concept of Gender

Yönetimin ekonomik, sosyal, yönetsel ihtiyaçlara cevap verebilmesi için esnek ve dinamik bir yapıda olması gerekir. Pek çok ülkenin yönetim sisteminde olduğu gibi Türk kamu yönetimi sisteminde de bu gereklilikten hareketle girişilen yönetimin yeniden yapılanması çalışmaları uzun bir tarihsel geçmişe sahiptir. Yeniden yapılanma çalışmalarının tarihsel süreci incelendiğinde, 1980’li yılların odak noktasının neoliberal sisteme uyum sağlamak olduğu görülmektedir. Diğer taraftan, 1980’li yıllar Türkiye’de kadın hareketinin “sokağa taşındığı” ve 1990’lardan itibaren gerçekleşecek kurumsallaşma sürecinin temellerinin atıldığı dönem olarak da karşımıza çıkmaktadır. Dolayısıyla, 1980 sonrasının, hem kamu yönetiminin yeniden yapılanması çalışmalarının başka bir boyuta taşındığı hem de kadın hareketinin taleplerini yüksek sesle dile getirmeye başladığı dönem olması itibariyle, yönetimin toplumsal taleplere yeniden yapılanma sürecinde hangi ölçüde yer verdiği sorusu bu çalışmanın çıkış noktası olmuştur. Çalışmada 1980 sonrasında kamu yönetiminde gerçekleştirilen yeniden yapılanma çalışmaları toplumsal cinsiyet perspektifinden doküman analizi yöntemiyle incelenmiştir.