Antik Yunan felsefesinde insanın ne olduğuna dair düşünceler, genellikle “kendini bil” sözüyle başlatılır. Günümüzde insan doğasına ilişkin felsefi tartışmalar açısından “kendini bil” sözü önemini korumaktadır. Bu söz etrafında geliştirilen felsefi tartışmalar genellikle insanın özü ya da insanın doğası üzerinden yapılmaktadır. Bu bağlamda “insan doğası” kavramı, insanın ne olduğu ve ne olabileceği yönündeki tartışmaların temel dayanağını oluşturmaktadır. İnsan hakkında yapılan felsefi tartışmalar, temel malzemesi insan ve insan yaşamı olan sinema filmlerine de yansımaktadır. Bu bağlamda İspanyol yönetmen Galder Gaztelu – Urrutia imzalı The Platform (2019), insanın ne olduğuna ve ne olabileceğine dair düşünceler etrafında kötümser insan imajları içeren tasvirleriyle felsefi potansiyeli belirgin bir film olarak dikkat çekmektedir. Bu çalışmada insan doğasının niteliğine dair önemli bir felsefi argüman olan “insan insanın kurdudur” sözünü sinematik olanaklarla somutlaştıran The Platform, insan doğasına yönelik söylem üzerinden ele alınmakta ve İngiliz filozof Thomas Hobbes’un “doğa durumu” ve “toplumsal sözleşme” kavramları bağlamında içerik çözümleme tekniği kullanılarak nitel analizle irdelenmektedir.