Göç, zamansal ve mekânsal boyutu bulunan dinamik bir olgudur. Göç, ilkel zamanda açlık, barınma, kuraklık, deprem ve sel gibi doğal afetlerin etkisiyle yaşadıkları coğrafyayı değiştirmek zorunda kalan insan topluluklarının sosyal, siyasi, kültürel, ekonomik ve demografik değişimlerini ortaya koymaktadır. Sürekli ve değişen bir yapıya sahip göç olgusu, çok boyutlu sosyal değişim ve dönüşüm sürecini yansıtmaktadır. Göç hareketlerini ön plana çıkaran unsur, göçün insanların umut, sevinç, acı ve beklentilerini yansıtmasından kaynaklanmadır. İçerisinde insan yaşamında dair unsurlar barındıran göçler, göç alanlar, göç edenler ve göçe tanıklık edenler gibi çok taraflı aktörler meydana getirebilmektedir. Toplumsal değişmenin temelini oluşturan bu göç hareketliliği süreci, bölgeler arasında kültürel ve sosyal değişim ve gelişimleri de beraberinde getirebilmektedir. Göç sadece belli bir zaman için bir ya da birden çok insan topluluğunun sadece coğrafi olarak yer değiştirmesi değil, beraberinde sosyal, kültürel, ekonomik bir çeşitliliği ve toplumsal değişimi de içerisinde barındıran bir dönüşüm sürecini yansıtmaktadır. Göç hareketliliğini bu denli önemli kılan, toplumsal yapıları, toplumsal yaşamı ve kurumların yapısında köklü değişikliklere yol açabilme potansiyeli olmuştur. Bu sebeple göçlerin hacimleri, mesafeleri, özellikleri değiştiğinde farklı göç tanımları ortaya çıkabilmektedir. Araştırma nitel özelliklere sahip olmakla beraber araştırmada literatür taramasına dayalı betimsel analiz modeli kullanılmıştır. Bu bakımdan göç ve göç teorileriyle ilgili yapılmış çalışmalar sistematik biçimde incelenerek bulgular, yorum ve değerlendirmeleri sentezlenerek sosyolojik çerçevede yorumlanmıştır. Araştırmada göç teorileri üzerine bir literatür taraması yapılarak göç hareketlerinin arkasındaki dinamiklerin neler olduğu tespit edilmeye çalışılmış, göç hareketlerine bütüncül ve makro düzeyde bir bakış açısı sunulmuştur. Araştırmada göç hareketleri tarihsel bir perspektifte makro, mezo ve mikro düzeyde incelenmiş, göç konusuna sosyal, ekonomik, tarihsel ve kültürel açıdan farklı bir pencereden yorum getirilmiştir. Mevcut çalışmanın literatüre düşünsel ve teorik olarak zenginlik katacağı düşünülmektedir.