Kur’ân-ı Kerim’i ezberlemek tarih boyunca Müslümanlar için büyük değer olarak telakki edilmiş ve bu bağlamda hâfızlık payesi alabilmeye hep gıpta ile bakılmıştır. Ancak bu konuda başta anadili Arapça olmayan ülkeler olmak üzere İslâm ülkelerinde yaşayan Müslümanların Kur’an’ın lafzı ile manasının birlikte anlaşılmasına yönelik Hz. Peygamber dönemindeki hassasiyetin genellikle ihmal edilmiş olduğu görülmektedir. Hâfızlık eğitimi, Kur’ân’ın nazil oluşundan günümüze ulaşmış en kadim eğitim konularından biridir. Bu eğitim, çoğunlukla eğitimle ilgili kurumların sistematik çabalarıyla sürdürülmüş olsa da bazen de bireysel gayretlerle devam ettirilmiştir. İslâm dünyasında ilk günden itibaren cazibesini hiç kaybetmemiş olan hâfızlık eğitimi, tarihin kimi zaman dilimlerinde duraklama dönemine girse de İslâmi ilimler arasındaki önemini hep muhafaza etmiştir. Şüphesiz sahabenin anlamlarını iyice kavramaya yönelik ayetleri onarlı gruplara ayırarak ezberlemesindeki temel amacın, Kur’ân'ın ezberlenmesinin sadece metni ile sınırlı olmadığını, aynı zamanda anlaşılmasının ve ayetlerinin uygulanmasının da ezberlenmesi kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır. Ancak zamanla İslâm dünyasındaki ve Türkiye’deki hafızlık eğitimine bakıldığında bu uygulamadan uzaklaşıldığı rahatlıkla ifade edilebilir. Kur’ân, güzel okunması ve anlaşılmasının yanı sıra, ortaya koyduğu temel esasların birebir hayatın her alanında yer alması ve uygulanması için indirilmiştir. Son yıllarda yapılan bir araştırmada ülkemizde hâfızlığını tamamlayanlardan %85’inin dini görevlerin dışındaki başka alanlarda çalıştıkları tespit edilmiştir. Bu tespit üzerinde dikkatlice durulduğunda hâfızlık için harcanan emeğin verimli sonuçlara dönüştürülemediği anlaşılmaktadır. Kur’ân’ın ezberi, Kur’an kurslarında ayetlerin anlamlarıyla neredeyse hiç ilgilenilmeden tecvid kurallarına uygun metin ezberi şeklinde sürdürülmektedir. Hâfızlık eğitimi alan talebelerden çok azı daha önce Arapça eğitimi almış olsa da çoğunluğu dil eğitiminden yoksun olduğu için ezberlediğini anlamadan ve mesajın içeriğini kavramadan ibadet kasdıyla hâfızlığını tamamlamış olmaktadır. Oysa Kur’ân’ın ezberlenmesindeki ideal, literal metnin ezberinin yanında içeriğinin de hayatın merkezine konması olmalıdır. Bu itibarla konuşma dili Arapça olmayan ülkemizde Kur’ân’ın sadece metnini ezberleme/ezberletme sürecinin yanında, onun anlam dünyasına da vakıf olmayı hedefleyen bir usul geliştirilmesi gerekir. Ortalama 2-3 yıl süren hâfızlık eğitimi sürecinde Kur’ân'ın sadece metninin ezberinin değil, aynı zamanda anlam ve muhtevasının da bir bütünlük içerisinde hâfızlık projesinde mutlaka yerini alması gerekir. Anlaşılmadan ve hayata yansıması olmadan yapılan ezberin hayatı anlamlandırmada çok fazla faydasının olmayacağı aşikardır. Yeri gelmişken şunu da ifade etmek gerekir ki, Kur’ân metninin ezberlenmesinin Arapça dil eğitimi ile beraber yapılması, hem ezberin kalıcı olmasına hem de ezberlenen metnin içeriğinin farkına varılmasına katkı sağlayacaktır. Hafızlık eğitimi kalitesinin artırılması kapsamında yapılabilecek en değerli çalışma, hafız olanlar arasında %15 olan hafızlığa uygun mesleklerde çalışma oranını %60 - %70'lere çıkarabilmektir. Bunun için öncelikli olarak hâfızlık eğitiminin kalitesinin yükseltilmesi, nitelikli eğitim için hem öğretici hem de öğrenci profilinin geliştirilmesi gerekir. Hafızlık eğitimindeki niteliğin geliştirilmesine yönelik Kur’ân hıfzına başlamadan önce hazırlık aşamasında ara ve yaz tatili çok kısa tutularak 2 yıllık bir program uygulanmalıdır. Bu programın 1,5 yılı Arapça eğitimi, 6 ayı da temel dini bilgiler, düzgün Kur’ân okuma, talim, tecvid, mehâric-i hurûf eğitimi ve İmam-hatip liselerinin müfredatında yer alan bazı dersler ile değerlendirilmelidir. Kişiden kişiye değişmekle birlikte ortalama 2 yıllık bir sürede de Kur’ân ezberi yapılmalıdır. Bu süreçte İmam-Hatip liselerinin müfredatı da bu sürece dâhil edilerek program hazırlanmalıdır. Bu şekilde hazırlık eğitimi dâhil toplam 4 yılda hâfızlık eğitim programını başarı ile bitiren öğrenciler, ÖSYM’nin sınavlarında İlahiyat veya İslâmi İlimler Fakültesini tercih ettikleri takdirde ek puan verilerek bu fakültelere geçişleri sağlanmalıdır.
Read full abstract