Besmele hakkında erken dönemlerden itibaren birçok eser te’lîf edilmiştir. Bu kitaplar hem teknik anlamda besmelenin ilm-i kıraat ve İslâm Hukuku’ndaki konumunu tespit etmeye çalışmakta hem de Müslüman bireyler ve İslâm toplulukları üzerindeki etkisini belirgin kılmayı amaçlamaktadır. Makalede öncelikle ilmî, teknik, sanatsal ve aktüel önemi açısından İslâmi kaynaklarda besmelenin konumu Ebû Şâme el-Makdisî’nin ö. (665/1267) Kitâbü’l-Besmele isimli kitabı ve diğer temsil değeri yüksek te’lîfler çerçevesinde; oryantalist yaklaşım ise Nöldeke’nin ö. (1930) The History of the Qur’ān isimli, çağdaş oryantalizmin Kur’ân, kıraat ve Mushaf çalışmalarında başucu kitabı haline gelmiş kitabının İngilizce tercümesi ve diğer kaynaklar ele alınıp incelenecektir. Kur’ân-ı Kerîm ile doğrudan bağlantısı nedeniyle ‘ulûmü’l-Kur’ân, ilimlerin en şereflisi ve değerlisi kabul edilmiştir. Bundan dolayı İslâm ulemâsı erken dönemlerden itibaren Kur’ân ve Kur’ânî ilimlere dair birçok eser kaleme almıştır. Çağımızda ilimleri bir bütün olarak kapsayan araştırmalar yapmak hayli zorlaştığından, branşlaşmak ve ilimleri dallara ayırmak ve sınıflandırmak suretiyle ihtisaslaşmak zorunlu hale gelmiştir. Bu çalışmada, esasında her Müslümanın bildiği ve gündelik hayatının bir parçası kıldığı besmele konusu İslâmî kaynaklar ve özellikle Ebû Şâme’nin Kitâbü’l-Besmele isimli eseri merkeze alınarak incelenecektir. Ebû Şâme’nin kitabı, kendisinden önce bu konuda oluşmuş literatüre de hâkim olması ve konuyu hem kıraat ulemasının kriterlerini hem de fakihlerin yaklaşımlarını vermek suretiyle incelemesi açısından temsil değeri yüksek çalışmalardandır. Haddizatında kendisinden sonra bu konudaki te’lîfât onun kitabına müracaatı görev bilmiştir. Çalışmada aynı zamanda, özellikle Rönesans ve Reform hareketlerini müteâkip İslâmî ve Kur’ânî konu ve kavramlara dair ciddi araştırmalar yapan oryantalist yaklaşım ile bir mukayese imkânı da verilmek istenmiştir. Bu manada diğer oryantalist eserler yanında kendisinden sonra söz konusu incelemelere hem konu hem de metod ve yaklaşım açısından büyük etkide bulunmuş Nöldeke’nin kitabı merkeze alınmıştır. Burada kitabın İngilizce tercümesi kullanılacaktır. Çağdaş dönem oryantalist çalışmalarda bu konunun Nöldeke’nin çalışması temele alınarak değerlendirildiği görülmüştür. Makale, oryantalist değerlendirme tarzının İslâmi yaklaşımdan farklı bir hedef ve usule sahip olduğunu da ortaya koymak istemektedir. Bu minvalde oryantalist metinlerin, İslâmi rivâyetler arasında şâz olanları öne çıkarmak suretiyle Kur’ân’ı beşer katında oluşmuş bir kitap olarak değerlendirme şeklinde genellenebilecek tutumlarının besmele konusunda da mevcut olup olmadığı araştırılacaktır. Çağdaş oryantalizmin yeni bir yaklaşım teklif edip etmediği de tahlil edilecektir. Nöldeke kitabında, besmele konusunda Müslümanlar arasındaki muhalif tavrı ortaya çıkarmayı hedeflemiştir. Dolayısıyla böyle bir mukayesenin yapılması konuyu sahih bir şekilde değerlendirme için elzemdir. Çalışmanın bir diğer gayesi, İslâm ulemasının, ilmî faâliyetlerini İslâm’a hizmet etmenin bir yolu olarak gördüklerine dair bir örnek sunmaktır. Kur’ân’ın bütün sûrelerinin kendisi ile başlatıldığı bir nevi giriş anahtarı konumunda olması besmelenin İslâm uleması ve Müslümanlar arasında sahip olduğu konumun sebebini anlamak için yeterli olacaktır. Ayrıca Ebû Şâme’nin eseri çerçevesinde besmelenin akaid, kıraat, tefsir, hadis, fıkıh, lügat, siyer, tarih gibi açılardan konumu kısa ve öz olarak sunulacaktır. Nöldeke’nin kitabı merkeze alınmakla birlikte gerektiğinde diğer oryantalist metinlerde de bu konuya yaklaşım incelenecektir. Oryantalist anlayışın genel Kur’ân yaklaşımları ile besmele hakkındaki tavırlarının benzerlikleri, varsa farklılıkları kaydedilecektir. Aynı zamanda İslâmi nakle dayalı aktarım ve anlatım tarzı ile beşer mahsûlü bir eser olarak ele alınması manasında istişrâkî inceleme tarzının karşılaştırılması yapılmaya çalışılacaktır. Ayrıca, besmelenin Müslümanların bilgi ve hayat kaynakları olan Kur’ân ile onun pratize edilmiş şekli olan sünnetteki müessis rolünün tekrar gündeme taşınması da amaçlanmaktadır. Araştırma, İslâmi kaynakları en üst düzeyde temsil ettiği düşünülen Ebû Şâme’nin ve oryantalist yaklaşımı belirleyici bir fonksiyona sahip olması açısından Nöldeke’nin eseri çerçevesinde gerçekleştirilecektir. Konunun çerçevesinin çizilmesinde bu iki kitaptaki alt başlıklar esas alınmıştır.