Roma’da kolelerin emegine ihtiyac duyulmasi sebebiyle, kolelik bir muessese olarak varligini her zaman korumustu. Bununla beraber kolenin hayatinin bir asamasinda hurriyetine kavusmasi da mumkundu. Efendinin cesitli sebeplerle, kolesine hurriyet bahsetmesi oldukca onemli hukuki sonuclar dogururdu. Kole, ius civile’nin aradigi muamelelerden biri ile azat edilmis ise, vatandaslik da kazanarak, Roma civitas’ina dâhil olurdu. Bir baska ifadeyle, azatli (libertinus) olarak hayatina devam eden eski kolenin, hukuki statusu degisir ve devam eden hayatinda “kisi” sayilarak hak ehliyetine sahip olurdu. Dolayisiyla azat etme muameleleri ve sonuclari, Roma toplumunda oldukca onemsenmis ve muamelelere kamu otoritesinin mudahalesi soz konusu olmustu. Diger yandan azatlinin hayatinin bir doneminde kole olmasi sonraki hayatini da olumsuz etkilemisti. Roma toplumunda ozellikle ilk donemlerde eski efendilik hakki (iura patronatus), azatlinin kazandigi hurriyeti olumsuz yonde etkileyebilecek turdendi. Roma hukukunda koleler, hukuki bakimdan mal statusunde idi ve ancak bir hakkin konusu olabilirlerdi. Kolelerin hurriyete kavulmasi “manumissio (azat etme)” denilen bir hukuki muamele ile olurdu. Efendinin, koleyi hurriyetine kavusturacak olan hukuki muameleyi gerceklestirmesinin sebepleri donemlere gore farklilik gosterebilmekteydi. Kolenin sahibi olan efendinin, kolesine hurriyet tanimak iradesiyle, ius civile’de ongorulen bicim ve usullere uygun olarak gerceklestirdigi manumissio, kolenin hukuki durumunu degistiren bir muameledir. Soz konusu muamele ile koleye vatandaslik da taninirsa, azat edilen eski kole, hukuken “haklara ehil” bir baska deyisle hak ehliyetine sahip kisi durumuna gelirdi. Bahsedilen sekilci muameleler, en eski azat etme yontemleri olan manumissio vindicta (degnekle azat etme), manumissio censu (sayim yolu ile azat etme), manumissio testamento (vasiyetname ile azat etme) idi. Bu azat etme bicimleri disinda, efendinin kolesini hur ilan etmesi hukuken herhangi bir sonuc dogurmuyordu. Kole, efendisi tarafindan fiilen serbest birakilsa bile, ius civile nezdinde yine kole olarak kalirdi. Bununla birlikte praetor’lar efendinin azat etme iradesini acikca ortaya koydugu bazi hallerde, koleyi mulkiyet iddialarina karsi himaye edince hur gibi yasayan azatlilar ortaya cikmisti. Ius civile’nin ongormedigi bu yeni bicimler azat edilen koleye, hurriyetini bahsetmekle beraber Roma vatandasligi kazandirmazdi. Praetor Hukuku’na gore hukuki sonuc baglanan azat etme bicimleri ise sunlardi: Manumissio inter amicos (dostlar onunde azat etme), manumissio per epistulam (mektupla azat etme), manumissio per mensam (sofrada azat etme). Azat etme muamelelerinin ozel hukuk bakimindan bir takim hukum ve sonuclari dogardi. Bu hukum ve sonuclari, azatli (libertus) ile eski efendi (patronus) arasindaki iliski bakimindan ve azatli ile dogustan hurler bakimindan olmak uzere iki ayri baslik altinda incelemek mumkundur. Azatli ve eski efendinin iliskisi fides temeline dayanir ve karsilikli ahlaki bir takim vazifeleri dogururdu. Roma’da adetler geregi koleler azat edildikten sonra dahi efendiye tabi olmaya devam ederlerdi. Bu durum ozellikle ilk devirlerde olagan karsilanirdi ve efendinin azatlisi uzerinde sahip oldugu eski efendilik hakki (iura patronatus) ile aciklanirdi. Soz konusu haklar, azatli bakimindan yerine getirmekle yukumlu oldugu obsequim ve reverentia ile operae borclarini ifade ederdi. Bunun yani sira efendinin, azatli oldugu takdirde onun mirasina istirak etme (bona) hakki vardi. “Obseqium” ile cocuklarin ebeveynlerine (ve azatlilarin kendilerini azat eden efendilerine ve cocuklarina) karsi gostermekle yukumlu olduklari hurmet ifade edilirken, “reverentia” ile cocuklarin ebeveynlerine ve azatlilarin kendilerini azat eden efendileri ile cocuklarina karsi saygi gosterme yukumlulugu ifade edilirdi. Dolayisiyla reverentia’yi obseqium’dan ayri dusunmek mumkun degildir. Operae libertorum ise, azatlinin hurriyetine kavustuktan sonra eski efendisi icin belirli gun sayisi kadar onun menfaatine yapmasi gereken hizmetleri veya isleri ifade ederdi. Azatlinin sosyal hayatta ve kamu hukuku alaninda da dogustan hurler kadar esit olmadiklarini ifade etmek gerekir. Zira hurriyetlerini kazanmalarina ragmen daha once kole olmalari yasamlarini olumsuz sekilde etkilerdi. Ornegin secilme haklari (ius honorum) yoktu, secme haklarini (ius suffragii) kisitli kullanirlardi. Bir baska ifade ile kamu hukuku alaninda ehliyetleri kisitli idi. Diger Roma vatandaslari gibi (ius conubii) evlenme hakkina sahiplerdi. Bununla beraber, dogustan hur olanlar ile azatlilar arasindaki evliliklerin yasal oldugu kabul edilse ve cezaya maruz birakilmasa da, Roma toplumunun hicbir doneminde bu evliliklere sicak bakilmazdi.
Read full abstract