Mizah antik dönemden günümüze hikaye, fıkra, komedi, karikatür gibi sözlü, yazılı, performansa dayalı ve görsel-işitsel formlarla ortaya çıkan toplumsal- kültürel bir üründür. Bu özellikleri ile toplumsal muhalefetin de dili olma, güçlüye karşı zayıfın sesi olma işlevi üstlenir. Mizah ürünleri tarih boyunca egemen iktidarların söylem ve pratikleri karşısında tabi sınıflar açısından bir direniş ve güçlenme biçimi olagelmiştir. Toplumsal muhalefet bağlamında egemen söylemlere karşı alternatif söylemler kurmayı olanaklı kılmıştır. Türk toplumunun muhalefet geleneği içerisinde de Nasreddin hoca fıkraları, Karagöz oyunları kadar yakın tarihteki Marko Paşa, Gırgır, Leman gibi mizah dergileri ve karikatür de önemli bir rol oynar. Türkiye’de 1980 sonrası dönemde feminist hareketin de söyleminde bir ifade biçimi olarak ironi ve mizahın benimsendiği görülmektedir. Kampanyalar, protesto eylemleri ve en çok da hareketin dinamizmini sağlayan yayıncılık faaliyetlerinde hem popüler hem politik bir ifade biçimi olarak mizah unsurları ve karikatür önemli eleştirel bakış açılarını yansıtır. Bu çalışma Türkiye’de 1980’den günümüze karikatürist kadınlar tarafından ortaya konan feminist karikatürün izini sürmeyi hedeflemektedir. Bu çerçevede tarihsel-toplumsal gelişmeler ekseninde feminist karikatür çizerler, yayınlar ve eleştirel bakış açıları açısından betimlenmektedir. Çalışma sonucunda karikatürist kadınlar tarafından ortaya konan feminist eleştirel mizahın ataerkil toplumsal yapı ve bunun kadınlar üzerinde yarattığı baskıyı pek çok farklı açıdan ele aldığı; karikatürde kadın imgesinin dönüşümüne katkıda bulunduğu ve mizah aracılığıyla 1980’li yıllardan günümüze kapsayıcı ve çeşitlilik içeren bir söylem geliştirdiği görülmektedir.