Sıbt İbnü’l-Acemî (ö. 841/1438) yazdığı eserlerle, Hz. Peygamber’in sünnet ve siretinin daha iyi anlaşılmasına önemli katkılarda bulunmuş âlimlerden biridir. Bu makalede İbnü’l-Acemî’nin hayatı ve İbn Seyyidinnâs’ın (ö. 734/1334) siyer alanındaki ‘Uyûnü’l-eser fî fününi’l-megâzî ve’ş-şemâ’îl ve’s-siyer adlı eserine şerh olarak yazdığı Nûrü’n-nibrâs ‘alâ Sîretî İbn Seyyidinnâs adlı eseri incelenmiştir. Bu çalışma; İbnü’l-Acemî’nin yaşadığı döneme ve hayatına ışık tutmak, ilmî çevresini tanıtmak ve eserlerini tespit etmek, siyer şerhleri arasında önemli bir yere sahip olan Nûrü’n-nibrâs’ı içerik, üslûp, yöntem ve kaynaklar yönünden incelemesini hedeflemektedir. 
 İbnü’l-Acemî, Bahrî Memlüklerin son devresi ile Burcî Memlüklerin ilk devresine denk gelen 753-841/1352-1438 yılları arasındaki dönemde yaşamıştır. Bu dönemde devlet iç çekişmelerle uğraşırken dışardan da Timur’un (771-807/1370-1405) saldırılarına maruz kalmış, bu saldırılar sırasında İbnü’l-Acemî’nin yaşadığı Halep tahrip edilmiş, kendisi de esir düşmüş ve yazdığı eserlerinin bir kısmını kaybetmiştir. İbnü’l-Acemî’nin yaşadığı dönem siyasi açıdan çalkantılı olsa da ilmî açıdan verimli, ilmî faaliyetlerin ve âlimlerin desteklendiği, birçok kaynak eserin yazıldığı ve birçok bilim adamının yetiştiği bir dönemdir.
 İbnü’l-Acemî, 12 Receb 753 (3 Eylül 1352) yılında Halep’te doğdu. Küçük yaşlarında babasını kaybetti. Eğitimine memleketi olan Halep’te başladı, ardından Kahire, İskenderiye, Kudüs ve Dimyât gibi dönemin ilim merkezlerine ilmî seyahatler gerçekleştirdi. İbnü’l-Mülakkın (ö. 804/1401), Bulkınî (ö. 805/1403), Irâkî (ö. 806/1404) ve Nûreddin el-Heysemî (ö. 807/1405) gibi hocalardan ilim tahsil etti. İbn Hatîb en-Nâsıriyye (ö. 843/1440), İbn Hacer el-Askalânî (ö.852/1449) ve Mekke tarihçisi Necmüddîn İbn Fehd (ö. 885/1480) gibi meşhur öğrenciler yetiştirdi.
 İbnü’l-Acemî, kıraat, fıkıh ve lugat gibi ilimleri tahsil etmiş fakat asıl mesaisini hadis ve siyer alanına harcamıştır. O, Kütüb-i sitte’nin anlaşılmasına katkı sağlayacak önemli şerh ve haşiyeler kaleme aldığı gibi hadis ricâli konusunda da önemli eserler kaleme almıştır. Siyer alanında Kâdî İyâz’ın (ö. 544/1149) eş-Şifâ ve İbn Seyyidinnâs’ın Uyûnü’l-eser adlı eserine yazdığı şerhlerle de siyer ilmine önemli katkılar sunmuştur. Fakat ne yazık ki kaynaklarda kendisine nisbet edilen birçok eserin günümüze ulaşıp ulaşmadığı tespit edilememiştir. Ulaşanların bir kısmı da halen tahkik edilmeyi beklemektedir. Çalışmamızda İbnü’l-Acemî’ye yanlışlıkla nisbet edilen bazı eserler de tespit edilmiştir.
 Siyer şerhleri arasında önemli bir yere sahip olan Nûrü’n-nibrâs, günümüze eksiksiz olarak ulaşmış ve ilk defa 2014 yılında basılmıştır. İbnü’l-Acemî bu eserinde, Uyûnü’l-eser’de muğlak gördüğü yerleri açıklamış, eksik gördüğü yerlere ilavelerde bulunmuştur. Kelimelerin okunuş ve anlamları hakkında da bilgi veren müellif, siyer ve tarih alanı ile ilgili terimleri açıklamış, hadis ıstılahları hakkında önemli bilgiler vermiştir. Ayet ve hadislerle istişhâtta bulunmuştur. Gerekli gördüğü yerlerde metinde geçen bazı cümlelerin i‘râbını yapmıştır. Konuyla ilgili varsa kendi dönemindeki gözlemlerini de aktarmayı ihmal etmemiştir. Kitabın içeriğine bakıldığında dikkat çeken önemli bir husus da müellifin yaşadığı dönemde siyere dair tartışılan konulara dikkat çekmesi ve o dönemde yaşayan âlimlerin konuyla ilgili görüşlerini aktarmasıdır. O, Uyûnü’l-eser’de ismi geçen şahsiyetlerin biyografilerini büyük oranda vermeye çalışmış ancak bu konuda fazla tekrara düşmüştür.
 İbnü’l-Acemî’nin eserinde takip ettiği üslubun en belirgin özelliği, metinde ismi geçen kişilerin isim, lakap ve künyelerinin doğru okunuşuna ehemmiyet vermesi, hadis tahricleri üzerinde titizlikle durması, sahâbe ve hadis ricali hakkında doyurucu bilgiler vermesi ve okuyucuya zengin kaynaklardan özet bilgiler aktarmasıdır.
Read full abstract