Osmanlı döneminde her yıl Ramazan ayında, padişahın huzurunda yapılan tefsir derslerine “huzur dersleri” denilmiştir. 1172/1759 yılında başlayan dersler, Osmanlı Devleti'nin sonuna kadar sürmüştür. Huzur derslerine, başta padişah olmak üzere, şeyhülislâm, dersi sunacak olan mukarrir, müzâkereci konumundaki muhataplar ve dinleyici statüsündeki diğer zâtlar katılırdı. Mukarrir ve muhataplar şeyhulislâm tarafından seçilir, padişah tarafından atanırdı. Derste tefsir edilecek âyetler iki ay önce mukarrir ve muhataplara bildirilir, derse hazırlanmaları sağlanırdı. Her dersin süresi iki saat civarında olup ders bitiminde yüksek rütbeli muhataptan başlamak üzere sırasıyla mukarrire sorular sorulur, müzâkereler yapılırdı. Mukarrir âyetin tefsirini yaptıktan sonra kendisine yöneltilen sorulara ve itirazlara cevaplar verirdi. Huzur dersleri, bir âlimin bulunabileceği en yüksek ve prestijli ilim meclisi idi. Bu meclise iştirak etmek de İstanbul dersiâmlarından olmayı gerektiriyordu. Söz konusu derslere Anadolu şehirlerinden âlimler katıldığı gibi Ahıska, Dağıstan, Bosna gibi Osmanlı coğrafyasının farklı bölgelerinden âlimler de katılmışlardır. Bu âlimlerin bir kısmı da Kırımlıdır.Kırım Osmanlıya bağlandığı andan itibaren Osmanlı ulemasının Kırım’da, Kırım ulemasının da Osmanlı coğrafyasında etkili oldukları bilinmektedir. Nitekim Kırım uleması İstanbul, Mekke, Medine, Kudüs, Bağdad, Şam, Mısır gibi Osmanlı Devleti’ne bağlı olan devrin önemli merkezlerinde müderrislik, müftülük, kadılık, kadıaskerlik gibi üst düzey vazifelerde görev yapmışlardır. Bu durum, Rus işgalinden sonra da aynı şekilde devam etmiştir. Bu çalışmada Kırım ulemasından huzur derslerine katılan Abdülhalim Efendi (öl. 1210/1795), Muhammed (Emin) Efendi (öl. 1243/1827), Abdullah Efendi (öl. 1242/1827 sonrası), Abdülhayy Efendi (öl. 1339/1920), Ahmed Efendi (öl. 1205/1791 sonrası), Ali Şücâî Efendi (öl. 1341/1922), Hasan Rüşdü Efendi (öl. 1311/1894), Selim Efendi (öl. 1260/1844) ve Şerafeddin Şerif Efendi (öl. 1331/1913) ele alınacak ve bu bağlamda hayat hikâyeleri, huzur derslerine katıldıkları yıllar, bulundukları meclisteki konumları ile ilmî rütbeleri hakkında kısaca bilgi verilecek, ardından Kırımlı Muhammed Emin Efendi’nin takrir ettiği huzur dersine ait eser tahlil edilip transkripsiyonu yapılacaktır. Huzur derslerinin muhtevasına dair yegâne kaynak, takrir ve müzâkere metinleridir. Ancak bu metinlerden günümüze ulaşanlar ve bilhassa eski tarihli olanlar oldukça azdır. Bunlardan biri de Kırımlı Muhammed Efendi’ye aittir. 13 varaklık bu eser, İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi, Türkçe Yazmalar Bölümü nr. 7297’de yazma halinde olup dili Türkçe’dir. Sultan II. Mahmud devrinde, 1238 senesinde icra edilen huzur derslerinin III. meclisinde müzâkere edilen Âl-i İmrân sûresinin 139-142. âyetlerinin tefsir edildiği bu eser huzur derslerinin muhtevasına ve âyetlerin tefsir metoduna dair bazı fikirler vermektedir. Sadece müzâkere metninin yer aldığı eserde, tıpkı temel kaynak olarak kullanılan Beydâvî’nin Envâru’t-Tenzîl’i ile Fahruddîn er-Râzî’nin Mefâtîh’inde olduğu gibi, rivayet tefsir yöntemi de kullanılmış olmakla birlikte dirâyet yöntemine ağırlık verildiği görülmektedir. Bu bağlamda âyetler âyetle, hadisle, ilk dönem âlimlerinin görüşleri ile tefsir edildiği gibi ekseriyetle geniş dilsel tahlillere, kelâmi tartışmalara, kıraatların manaya etkisine ve benzeri konulara girilmiştir. Anlaşıldığı kadarıyla klasik dönem tefsir metinlerinde de sıkça kullanılan bu yöntem huzur dersleri mukarrirleri tarafından da benimsenmiş ve uygulanmıştır.Bu çalışmadaki tespitlerimize göre, oldukça üst düzey ilmi bir faaliyet olan huzur derslerine, iki mukarrir sekiz muhatap olmak üzere Kırımlı on âlim katılmıştır. Bu veriler şu ana kadarki kayıtlardan hareketle elde edilmiştir. Bazı yıllarla ilgili hiçbir kayıt günümüze ulaşmadığından derslere katılan toplam kişi sayısı ile meclis sayısı konusunda verilen bilgilere ihtiyatlı yaklaşılmalıdır. Yeni belgelere ulaşıldıkça bu rakamların değişme olasılığı vardır.
Read full abstract