Üniteryanizm’in kurucusu kabul edilen İspanyol hekim Michael Servetus Hristiyanlık tarihinde teslis karşıtı görüşleriyle ön plana çıkmıştır. Birçok eserinde teslis eleştirisi yapan Servetus, Hristiyanlığın teslis yanlısı ana akım teolojik çizgisinden ayrıldığı gerekçesiyle önce “sapkın” ilan edilmiş, ardından da 1553 yılında Calvin’in yönlendirmeleri neticesinde Cenevre şehir merkezinde yakılarak öldürülmüştür. Servetus’un görüşlerine yakından bakıldığında onun teslis karşıtı düşüncelerini Kitab-ı Mukaddes’e dayandırdığı görülmektedir. Bununla birlikte iddialarını ispatlamak için yer yer antik Yunan filozoflarına, erken dönem kilise babalarına, Yahudi ve İslam literatürüne referans yaptığı dikkatleri çekmiştir. Michael Servetus, çoğu Hıristiyan topluluğunun kabul ettiği geleneksel teslis doktrininin çok tanrılığa eşdeğer olduğu kanaatindedir. Bununla birlikte, o, geleneksel teslis doktrinini reddetmesine rağmen kendisinin tanımlamış olduğu başka bir Hristiyanlık anlayışına inanmıştır. O “Oğul”un aynı anda tam olarak hem tanrı hem de beşer olan bir doğasının olduğuna, “Baba”dan bağımsız bir ulûhiyet barındıran bir varlık olmadığına, bilakis Oğulun ebedi Kelamın (Logos) ebedi olmayan “Beşer İsa” ile birliğinden ibaret olduğuna inanmıştır ve Mesih’in doğasını “karışım” (Tanrı-beşer kombinasyonu) olarak tanımlamıştır. Servetus Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’u ulûhiyette içkin olan “şahıslar” ya da “varlıklar/özler” olarak değil, Tanrının eylem/tezahür biçimleri olarak tasavvur etmiştir. Hristiyanlık tarihinde, tevhit ilkesine halel getirdiği düşüncesiyle teslis öğretisini reddeden teologlar ve gruplar her zaman var olmuştur. Antikçağ ve Geç Antikçağ özelinde bakılırsa, Ebionitler, Dinamik Monarşiyanistler veya Ariusçular bu bakımdan örnek gösterilebilir. 16. yüzyılda yaşamış İspanyol hekim ve teolog Michael Servetus da bu bağlamda önem taşıyan bir isimdir. Michael Servetus (1509-1553), Hristiyanlığın en temel dogması teslisi reddeden bir Hristiyan’dır. Hristiyanlık tarihine bakıldığında teslis anlayışını benimsememiş tek Hristiyan o değildir fakat onu önemli kılan husus hem tıp alanında önemli çalışmaları ve katkıları olan biri olması hem de sahip olduğu teolojik görüşlerle ilgili ciddi eserlerin günümüze ulaşmış olmasıdır. Hristiyan dünyada Servetus’un teslis karşıtı fikirlerini Arius ile kökleştiren yaklaşımlar daima var olmuştur. Bilindiği gibi Arius, IV. yüzyılda yaşamıştır ve onun Tanrı-Mesih ilişkisini açıklarken öne sürdüğü düşünceler o zamanlar büyük tartışmalara yol açmıştır. Ne var ki, Servetus’u Arius’un bir takipçisi olarak kabul etmek pek mümkün görünmemektedir. Nitekim Arius’un teolojik görüşleri incelendiğinde Servetus ile aralarında çok bariz farkların olduğu görülmektedir. Bu makalenin cevaplamak istediği en önemli soru Servetus’un bir Ariusçu olarak nitelendirilip nitelendirilemeyeceğidir. Arius’un görüşleriyle Servetus’un görüşlerinin uyuşup uyuşmadığı, aralarında hangi ölçüde paralellik olduğu veyahut ne ölçüde farklılıklardan bahsedilebileceği soruları da ayrıca önemlidir. İlgili soruların cevabını bulmak için öncelikle Arius ve Servetus’un yaptıkları kristolojik açıklamaların muhtevalarına hâkim olmak durumundayız. Dolayısıyla bu makale, Arius ve Servetus’un görüşlerini mukayese ederek aralarında bir bağlantı olup olmadığını ortaya çıkarmayı hedeflemektedir. Gerek ülkemiz gerekse batı literatürü tarandığında konuyla ilgili müstakil bir çalışmanın olmadığı görülmüştür. Bu vesileyle makale, literatürdeki boşluğa bir katkı çabası taşımaktadır.
Read full abstract