Balkanların, Arnavut ve dünya edebiyatının en tanınan yazarlarından biri olan İsmail Kadare’nin Rüyalar Sarayı romanı, özellikle edebiyat dışı kategorilerin belirlediği birçok yoruma tabi tutulmuştur. Edebî yönüne çok odaklanılmayan bu roman, evrenselliğinin yanı sıra artık bir klasik olmuş kimi yazarların eserleriyle açık benzerlikler taşır. Rüyalar Sarayı, sadece totaliterlik, etnik kimlik/milliyetçilik, birey ile bürokrasi ve otorite ilişkisi gibi tematik bakış açılarıyla değil, aynı zamanda alegori, distopya, fantastik, tekinsiz gibi edebî türler bakımından da incelenebilir. Aynı zamanda romanın zaman-mekân poetikası, paralel metinler (metinlerarasılık) gibi yapısal kategorileri de ihmal edilmemelidir. 
 Bu makalede, Kadare’nin edebî yönü, eserlerini ürettiği tarihî bağlam ve Rüyalar Sarayı hakkında kısaca bilgi verildikten sonra, bahsi geçen tematik bakış açıları eleştirel bir yaklaşımla yorumlanacaktır. Bununla birlikte romanın, bahsi geçen türlerle ve yapısal kategorilerle ilişkisi incelenecek ve gerisindeki metin çeşitliliği ele alınacaktır. Kadare’nin metninin, toplumsal ya da siyasi bir anıştırma mı, bir kurtuluş reçetesi mi, baskıcı rejimlere eleştiri mi, “anormal bir ülkede normal edebiyat yapma” arayışı mı olduğu tartışılacaktır. Genelleşmiş yorum stratejilerinin metne dair tasavvurları belirginleştirildikten sonra, metnin nasıl değerlendirilmesi ya da değerlendirilmemesi gerektiği konusunda bir kanaat ortaya konacaktır.