Araştırmada Alevîlik konusunda dikkat çeken tartışmalı kavramları ele almaya çalıştık. Yıllardır çeşitli makale ve çalışmalarda tartışmalı kavramların artış gösterdiği dikkatimizi çekmiştir. Özellikle heterodoksi, ortodoksi, senkretizm vb. başlıca kavramların Alevilik çalışmalarında temel tartışma ekseni olarak öne çıktığı görülmüştür. Ancak bu kavramların ne olduğu bilinmeden “Alevilik bir heterodoksidir, Alevilik bir senkretizmdir” şeklinde sloganlaşma eğilimiyle kurulan cümleler Aleviliği bambaşka mecralara sürüklenmektedir. Bu noktadan hareketle Alevîlik araştırmalarında karşılaşılan belli başlı platform kavramları ve tartışmaları ele almaya çalıştık. Özellikle yine Batı’nın ürettiği spekülasyonlar çevresinde oluşan, gündem yaratan tartışmalı kavramların ele almaya çalıştık.
 Osmanlı Safevî rekabeti, Avrupa’nın ilgisini çekmiş, bu alanda araştırma ve bilgilerini arttırma yoluna gitmiştir. Hatta bu alanda bugün bile dengi olmayan bir literatür ortaya çıkmıştır. Zamanla oluşan bu literatür modern Alevilik araştırmalarında başvuru kaynağı olagelmiştir. Bu çalışmalar, kısmen objektif olsa da kaleme alan elçi, din adamı, gezgin ve araştırmacılar almış olduğu eğitim, gelmiş olduğu kültürel, dini siyasi perspektifinin etkisinden kurtulamamıştır. Zamanla günümüze aktarılan bu birikim diğer kuşaklara devredilerek bir algı geleneği oluşturmuştur. Bununla beraber her dönemin üretmiş olduğu bilgi ve metot değişimleri de eş zamanlı olarak bu literatüre yansımıştır. Bu kapsamda Alevîlik konusunda araştırma ürünleri siyasi politizasyon ve yönlendirme faaliyetlerinde bilgisel altyapını oluşturmuştur. 
 Avrupalıların uzun zamandır devam eden bu ilgileri neticede yeni kavramların ortaya çıkmasına, kendi zaviyelerinden bazı değerlendirmeler yapmalarına imkân vermiştir. Aleviliğin sistematik bir teolojisinin olmaması, şifâhî ve geleneklere dayalı, mitolojik bir teolojik anlayış olması yapısı sebebiyle tanımlama hususunda uzlaşma sağlanamamıştır. Bunun doğal sonucu olarak Alevilik farklı kişi ve gruplarca tanımlanma yarışı içinde olmuş ve her biri kendisinin en doğru olduğu inancıyla faaliyette bulunmuştur. Böylece Alevîlik herkesin söz söyleyebildiği ve her bir şahsın kendini mutlak hakikatte hissettiği bir alan olmuştur. Yöntem olarak önde gelen tartışmalı kavramları güncel karşılıklarıyla somut bir şekilde incelemeye çalıştık, böylece araştırmacıların zihninde somut karşılık bulmasını hedefledik. Ayrıca gündemi belirleyen geçmişte ve günümüzde temayüz etmiş çalışmaları da ele almaya çalıştık. Böylece Alevilik hususunda çıkan tartışmalı kavramların genel manzarasını ortaya koymaya çalıştık. Aleviliğin içinde bulunduğu bu durum, tarihi süreçte, oryantalist (George White, Irène Mélikoff, Marcus Dressler..) araştırmacıların da dikkatinden kaçmamış, siyasi, ideolojik, dini ve diğer saiklerle bu alana ilgi göstermişlerdir. Bunu yaparken de kendi Hristiyanlık, Musevilik tarihinde karşılık bulan kavramları Alevilik alanında kullanma yolunu tercih etmişlerdir. Bu araştırmacılar köken itibariyle ait oldukları Hristiyanlık, Musevilik gibi kültürlerine ait tarihi anlayış kalıplarını Aleviliği yorumlamada yöntem edindiler. Tüm bu yaklaşımlar, Aleviliğin doğru algılanmasını engelleyerek, zihinsel karmaşa ve kaos ortamına yol açmaktadır. Aleviliğin hak ettiği bilimsel anlayıştan uzaklaşmasına sebep olmuştur.
Read full abstract