Cok genis konulari icerisine alan sehir tarihciligi ile ilgili calismalar eski donemlerden itibaren baslamistir. Islam dunyasinda ise bu alanla ilgili calismalari Islam Tarihi’nin ilk donemlerine kadar goturmek mumkundur. Bu calismalara Islam’dan once Arap tarihi ve sehirleri ile ilgili yapilan eserler de katilirsa bu ilmin temelinin daha erken donemlerde Doguda atildigi soylenebilir. Islam tarihinde sehir tarihciliginin kucuk risaleler seklinde yazilan sehirlerin tanitimi ile oldugunu bilmek gerekir. Mustakil eserlerin yazimi da bu donemi takip etmistir. Islam tarihinde Mekke ve Medine gibi onemli sehirler icin yazilan eserler Islam donemi sehir tarihciliginin guzel orneklerindendir. Bâburnâme, basli basina bir tarih ve cografya kitabi degildir! Şehir tarihciligi ile ilgili yazilmis mustakil bir eser de degildir. Ayni zamanda Bâburnâme, sadece gunluk hatiralarin yazildigi siradan bir gunluk kitabi da degildir. Onu butun bunlardan farkli kilan kendine has ozellikleri vardir. Ornegin, Bâburnâme butun bu sayilan konulari az da olsa iceren bir kitaptir. Bir baska ozelligi bir hatirat kitabi ozelligi tasiyor olmasina ragmen yeri geldikce yazar kendini de elestirmesi, hakikatleri kendi aleyhine de olsa anlatmaktan geri durmamasidir. Yazildigi donem hakkinda bircok acidan bilgi vermektedir. Bâburnâme, elimize ulasmayan kisimlari olsa da cogunlugu bize kadar ulasan ve bize o donemin bircok ozelligini tanima firsati veren degerli bir eserdir. Bu degerin gostergelerinden biri olarak cok erken donemlerde bircok farkli dile cevrilmis olmasi gosterilebilir. Bâburnâme, sadece Bâbur’un hatiralarini bir araya getirmis edebi bir eser degildir. Ayni zamanda Bâbur, kitabinda sehirleri, sehirlerin manzaralarini, bitki ortusunu, kendi akrabalarini, bolgelerde yasayan aileleri ve her bolgenin onde gelen insanlarini da anlatmaktadir. Kitapta ayrica Bâbur’un kisisel dusuncelerini, ilgi alanlarini, tercihlerini ve hoslanmadigi seyleri de gormek mumkundur. On besinci yuzyildaki bilgi akisi ve seyahat kosullari nedeniyle, gozlemler (farkli olmasina ragmen) belirli bir cografi alanla sinirli kalmistir. Bu bolge, Bati ve Dogu Turkistan’dan gunumuzun Iran, Afganistan, Pakistan ve Hindistan bolgelerini kapsamaktadir. Bâbur’un gorebildigi yerler, Turkistan, Azerbaycan, “Rum Ulkesi” (ornegin Kucuk Asya), Arap Yarimadasi ve Dogu Cin’in kuzeyindeki bozkirlarla sinirlidir. Bâbur, bu sinirlar icinde, ozellikle belirli topluluk gruplarinin soylemlerine, kulturlerine ve inanclarina ilgi duymaktaydi. Bu nedenle, bu alanlarda da bircok bilgi toplamistir. Bâbur hatiratini yazarken cogunlukla tarafsiz olmaya calisir. Boylece kendi yanlislarini, yenilgilerini, hatalarini ve zayifliklarini da bildirir. Konu Muhammed Şeybâni oldugunda Bâbur tarafsizligini terk etmis gibi gozukmektedir. Onun hakkinda uyusmazligindan bahseder ve yine onun hakkinda haksiz kararlar verir. Bu, Muhammed Şeybâni’nin ailesinin yeminli dusmani oldugu gercegiyle aciklanmaya calisilmistir. Calismamizda kullandigimiz Bâburnâme baskisi, Haydarabad tipki baskisidir. Bu baski 1905 yilinda Beveridge tarafindan hazirlanmis ve ayni sahis daha sonra bu baskiyi Ingilizceye cevirmistir. Konularla ilgili kucuk yorumlar ekleyerek yayimlamistir. Bu calisma 1993 yilinda Thackston tarafindan bazi anlam yanlisliklari ile beraber yeniden yayimlanmis olan baskidir. Hindistan, genis topraklar uzerine kurulmus, kalabalik nufusa sahip bir ulkedir. Farkli donemlerde bircok devlet ve hukumdar tarafindan ele gecirilmistir. Bazi donemlerde onemli ticaret yollarinin uzerinde olmasi, farkli dinlerin oldugu ve farkli dillerin konusuldugu bir cografya olmasi sebebiyle ilgi ceken bir yer olmustur. Bâbur de ulkesinin gelisimini saglayacak bu topraklarda fetihlerde bulunmustur. Bâbur, makalede de gorulecegi gibi Hindistan ile ilgili o bolgelerde bulunan ciceklerin isim ve ozelliklerine varincaya kadar detayli bilgiler vermekten geri durmamis, ayni zamanda gunluk hayatta o donemde insanlar arasinda kullanilan agirlik olculerinden de bahsetmistir. Bu kadariyla da yetinmeyerek ayrica insanlarin kendi aralarinda kullandiklari zaman olculerine varincaya kadar bahsetmistir. Bu, Bâbur’un iyi bir hukumdar olmasi ile birlikte iyi bir sehir tarihcisi, iyi bir siyasi tarihci, iyi bir halk bilimcisi ve iyi bir zooloji uzmani oldugunun kaniti sayilabilir. Bâbur butun sehirlerin tanitiminda yaptigi gibi Hindistan icin de oncelikle siyasi tarihi ve cografi ozelliklerini onde tutmustur. Butun bu bilgiler okuyucunun Bâburnâme’nin ne kadar buyuk ve birbirinden farkli icerige sahip oldugunu, sadece hatirat kitabi degil ayni zamanda o gunun sartlarindaki ilim ve bilimle ilgilenen zengin bir kitap oldugunu acikca gormesini saglamaktadir. Ayni zamanda Bâbur’un bir bolgeyi fethetmeden once bolgenin siyasi ve sosyal tarihi ile ilgili arastirmalar yaptigini gormekteyiz. Bâbur’un kendi donemine kadar bu bolgeler ile ilgili yazilmis olan tarih kitaplarindaki bilgileri de yer yer, isim vermeden kullandigini gormekteyiz.