Özellikle İkinci Dünya Savaşından sonra dış ticaretin serbestleşmesi çabaları artmıştır. Bu çabalar küresel ve bölgesel çabalar olarak ikiye ayrılabilir. Küresel çabalar, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Antlaşması (GATT) ve ardından kurulan Dünya Ticaret Örgütü (WTO) ile verilmektedir. Bölgesel çabaları ise, Tercihli Ticaret Anlaşmaları (TTA), Gümrük Birlikleri (GB) ve özellikle son dönemde yaygın olan Serbest Ticaret Anlaşmaları (STA) temsil etmektedir. Türkiye 1980’li yıllardan itibaren benimsediği “ihracata dayalı büyüme modeli” kapsamında hem küresel hem de bölgesel çabaların içinde yer almıştır. Bölgesel çabalar özelinde bakıldığında Türkiye’nin temelde iki amaçla STA imzaladığı görülmektedir. Birincisi; ürünlerini satacak yeni pazarlar bulmak ve dış ticarette ülke çeşitlendirmesine gitmek; ikincisi ve asıl neden ise, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB)’nin GB’ne dâhil olması nedeniyle, AB’nin dış ticaret politikasını uygulama yükümlülüğüdür. Türkiye 2018 yılına kadar otuz yedi adet STA imzalamıştır. Bu anlaşmalardan yirmi adedi yürürlükte bulunmaktadır. İmzalanan STA’ların on bir tanesi, imzacı ülkelerin AB üyesi olmaları nedeniyle feshedilmiştir. Müzakereleri tamamlanmış ancak ülkelerin iç onay süreçlerinde bulunan beş adet STA bulunmaktadır. Bu çalışmada; Türkiye’nin imzaladığı STA’ların taraf ülkelerle olan ticareti üzerine etkileri, 1980-2017 dönemi için iki yanlı dış ticaret verileri, ihracat ve ithalat büyüme hızları, bilateral yoğunlaşma endeksi, sektörel-bilatarel ticaret yoğunlaşma endeksi (SBT) ve açıklanmış karşılaştırmalı üstünlük endeksi (RCA) kullanılarak analiz edilmiş ve bulgular dış ticaret politikası açısından değerlendirilmiştir.