Bu çalışma, Türkiye’deki en başarılı sanat ve mimarlık sentezi örneklerinden biri olarak yorumlanan Expo’58’deki Türkiye Pavyonu’ndaki Sanat ve Mimarlık arasındaki işbirliğini değerlendirmeyi amaçlamaktadır. Le Corbusier'in vurguladığı gibi ‘Mimarlık ve plastik sanatlar fikri’ yan yana gelen iki şey değildir; onlar Gesamkunstwerk ve ayrıca Uluslararası Modern Mimari Kongreleri tarafından da tutarlı ve sağlam bir bütün olarak kabul edilir. Sanat ve mimarlık işbirliği, Türk mimarisinin uluslararası arenada aktif olarak konumlandırılmasını teşvik etmiş ve hatta dolaylı olarak bu alana katkılarını ve üretimlerini üstlenmiştir. 1950’de Türkiye’de, büyük sanatların sentezi ve “Mimarlık ve plastik sanatların bir araya gelmesi” ile ilgili olan Gesamtkunstwerk (Bütünleşik Sanat Eseri) fikri ele alınırken, bazı Türk mimarlar bu eğilimden etkilenmiş ve sanat-mimarlık sentezini elde etmek için pek çok plastik sanatçıının, kendi tasarımlarına katılımını sağlamaya çalışmıştır. Brüksel Expo’58 Pavyonu; Bedri Rahmi Eyüboğlu, Sabri Berkel, İlhan Koman, Selçuk Milar, Füreya Koral gibi heykeltraşlar ve ressamların işbirliğiyle gerçekleştirilmiştir. Muhlis Türkmen, Utarit İzgi, Hamdi Şensoy, İlhan Türegün gibi, modernist mimarlar da teknoloji ve sanatsal yaratıcılık kesitindeki güncel temalarla ilgilenmişlerdir. ‘Sanatların Sentezi’ fikrini yayma konusuna odaklanmışladır.Bu anlayışla birlikte, çalışma sadece sanatın mimarlığa olan hayati bağlılığını vurgulamakla kalmaz, Expo’ 58 Türk Pavyonu, bu bütünlük içinde önde gelen özellikleri ortaya koyar, ancak daha da önemlisi dönemin öne çıkan figürlerini tanımlar. Çalışma, Sanatlar sentezi fikrinin Pavyon mimarisinde yorumlanması için gösterilen bilinçli çabayı irdelemektedir.