Sort by
Okul Öncesi Eğitime Devam Eden Çocukların Annelerinin Bireysel Değerlerinin İncelenmesi

Okul öncesi eğitime devam eden çocukların annelerinin bireysel değerleri ile demografik faktörlerin ilişkisini inceleyen ulusal ve uluslararası alandaki araştırmaların sınırlı olduğu görülmektedir. Bu sınırlılık göz önüne alınarak yürütülen bu araştırmada, okul öncesi eğitime devam eden çocukların annelerinin bireysel değerlerinin (disiplin, sorumluluk, güven, bağışlama, dürüstlük, paylaşma, saygı ve doğruluk) çeşitli faktörlere (yaş, eğitim düzeyi, çalışma durumu, algılanan sosyoekonomik düzey, medeni durum ve çocuğun cinsiyeti) göre değişiklik gösterip göstermediğini incelemek amaçlanmıştır. Bu amaç doğrultusunda nicel araştırma yöntemlerinden tarama modeli kullanılarak yürütülen araştırmanın örneklemine İstanbul’un farklı ilçelerinde okul öncesi eğitimi alan 384 çocuğun annesi dahil edilmiştir. Veri toplama aracı olarak “Kişisel Bilgi Formu” ile “Bireysel Değerler Envanteri” kullanılmıştır. Verilerin yorumlanmasında betimsel istatistik ile One-Way ANOVA, Bağımsız örneklemler için t testi, Mann-Whitney U (grup sayısı 30 altında olan değişkenin analizinde), Hochberg's GT2 testlerinden yararlanılmış; testlerdeki etkinin büyüklüğünü belirlemek amacıyla Eta-kare ve Cohen’s d formülleri kullanılmıştır. Araştırma bulgularında; annelerin en yüksek ortalamayla “paylaşım ve saygı”, en düşük ortalamayla “güven ve bağışlama” değerlerine sahip oldukları görülmüş; yaşlarının “disiplin ve sorumluluk”, eğitim düzeylerinin “disiplin ve sorumluluk” ile “paylaşım ve saygı”, çalışma durumlarının “disiplin ve sorumluluk”; medeni durumlarının “saygı ve doğruluk”, algıladıkları sosyoekonomik düzeylerinin ise “paylaşım ve saygı” değerlerinde anlamlı değişikliklere yol açtığı belirlenmiştir. Ayrıca annelerin bireysel değerlerinin çocuklarının cinsiyetine göre farklılaşmadığı görülmüştür. Araştırma sonucunda elde edilen bulgulara yönelik çeşitli öneriler sunulmuştur.

Open Access
Relevant
Anlamlandırma İhtiyacı Ölçeği-Kısa Formu'nun Türkçe Uyarlaması

Öz: Bu çalışmanın amacı, Anlamlandırma İhtiyacı Ölçeği-Kısa Formu’nun (The need for sense-making scale-short form) geçerlik ve güvenirlik çalışmalarını yaparak Türkçe’ye uyarlamaktır. Bireylerin anlamlandırma ihtiyacını ölçmeyi amaçlayan özgün ölçek toplam 7 maddeden ve tek boyuttan oluşmaktadır. Araştırmanın çalışma grubunu 18-65 yaş aralığında 148 kadın, 92 erkek olmak üzere toplam 240 yetişkin oluşturmaktadır. Ölçek uyarlama sürecinin ilk aşamasında, ölçek için gerekli izinlerin alınmasının ardından ölçme aracının Türkçe’ye çeviri aşamasında çeviri-tekrar çeviri metodundan yararlanılmıştır. Ölçeğin faktör yapısı doğrulayıcı faktör analizi ile incelenmiştir. Doğrulayıcı faktör analizi sonucunda uyarlanan ölçeğin uyum indeksleri açısından kabul edilebilir uyum gösterdiği sonucuna ulaşılmıştır. Yapılan iç tutarlılık analizlerinde Cronbach Alpha katsayısı .79 olarak hesaplanmıştır. Ardından madde-toplam korelasyonları ile alt-üst %27’lik grup madde ayırt edicilik indeksi incelendiğinde ölçekteki maddelerin ayırt edicilik düzeyinin yüksek olduğu görülmektedir. Ölçüt geçerliğini hesaplamak amacıyla Anlamlandırma İhtiyacı Ölçeği kullanılmıştır. Anlamlandırma İhtiyacı Ölçeği-Kısa Formu ve Anlamlandırma İhtiyacı Ölçeği arasındaki olumlu yönde manidar ilişki, ölçeğin ölçüt bağıntılı geçerliğinin yeterli düzeyde olduğunu göstermiştir (r= .69; p

Open Access
Relevant
İkinci Sınıf Türkçe Ders Kitabının Kök Değerler Açısından İncelenmesi

Değer, herhangi bir varlığın kıymetini belirtmek için kullanılan bir kıstas olarak tanımlanmaktadır. Değer kavramının insan, toplum ve ülke bağlamında özelden genele doğru tanımları yapılabilir. Değerler bireyin hayatını yönlendiren, davranışlarını etkileyen ve toplum içindeki normlara uyumu sağlayan önemli unsurlardır. Değerler genellikle kişinin inançları, ahlaki normları ve yaşam amacını yansıtan temel prensiplerdir. Bireyin kararlarını, ilişkilerini, iş hayatını ve genel yaşam tarzını şekillendirerek bunlara yön vermektedir. Değerlerin toplumsal aktarımının yanında eğitim süreçlerinde de verilmesi gerekliliğinden yola çıkılarak öğretim programlarında değerler eğitimine yer verilmeye başlanmıştır. Değerlerin öğretilmesinde duyuşsal eğitim diğer alanlardan daha önemlidir. Bunun için de her öğrencide olan ve ders takibinde kullanılan Türkçe ders kitaplarındaki metinler önemli bir konumda yer almaktadır. Bu araştırmada 2022 eğitim yılı itibariyle Millî Eğitim Bakanlığına bağlı devlet okullarında okutulmakta olan 2. Sınıf Türkçe Ders Kitabı incelenmiştir. Bu araştırma ile kitap içeriğinde yer alan 8 tema kapsamında metinlerde kök değerlere ne oranda yer verildiğini belirlemek amaçlanmaktadır. Araştırma nitel araştırma yöntemleri içerisinde yer alan doküman incelemesi kullanılarak yapılmıştır. Betimsel analiz tekniği ile veriler çözümlenip, amaçsal örneklemenin bir türü olan ölçüt örnekleme yöntemi ile çalışma grubu belirlenmiştir. Veriler, bulunan kök değerlerin frekansı kapsamında Excel programı kullanılarak frekans ve yüzde oranlarıyla çözümlenmiştir. Elde edilen verilerin sonuçları, frekans ve yüzde tabloları aracılığıyla betimlenmiş ve veriler grafiklerle görselleştirilmiştir. Yapılan analizler neticesinde kitap içeriğinde en fazla yer alan kök değerlerin sırasıyla sorumluluk (f=40), sevgi (f=17), öz-denetim (f=12) ve yardımseverlik (f=12) olduğu sonucuna ulaşılmıştır. Elde edilen bulgular kök değerlerin incelenen ders kitabı içinde dengeli bir dağılıma sahip olmadığını, ayrıca kök değerlere yeteri kadar yer verilmediğini göstermektedir.

Open Access
Relevant
Assessing the Interplay of Epidemic Anxiety, Religious Coping, Spiritual Well-Being, and Tranquility During COVID-19

This study examines the relationships among epidemic anxiety, religious coping (positive and negative), spiritual well-being, and tranquility during the COVID-19 pandemic. Additionally, the study investigates potential differences in these variables based on gender and age. The sample consisted of 405 participants. The data is collected using the Epidemic Anxiety Scale, the Religious Coping Scale, the Spiritual Well-Being Scale, and the Tranquility Scale. The findings reveal a positive and significant relationship between epidemic anxiety and both positive and negative religious coping, but no significant relationship with overall spiritual well-being or tranquility. Examining the subscales, positive and negative religious coping are positively and significantly associated with spiritual well-being. The study finds a weak negative relationship with tranquility and negative religious coping. Crucially, a significant positive relationship between spiritual well-being and tranquility is discovered. These results were discussed within the existing literature, highlighting the complex interplay between epidemic-related anxiety, religious coping mechanisms, spiritual well-being, and the experience of tranquility during the COVID-19 pandemic. Moreover, the implications for supporting individuals' well-being during public health crises are considered.

Open Access
Relevant
Dindar Bireylerin Bilge Kişi Algısı: Bir Metafor Analizi

Bu makalenin amacı, (i) dini bir bağlılığı ve hayat tarzı olduğunu belirten kişilerin bilgelik algılarını metaforlar aracılığıyla ortaya çıkarmak, (ii) bu algıların kategorizasyonuna etki eden faktörleri incelemek ve (iii) kendi yaşamlarında etki bırakan kişi seçimleri ile bilge kişi idealleri arasındaki ilişkiyi anlamaktır. Nitel araştırma desenlerinden olgubilimi temel alan araştırmanın çalışma grubunu; amaçlı örnekleme içerisinde kartopu ve ölçüt örnekleme ile 19-40 yaş aralığındaki %20’si erkek (19 kişi), %80’i kadın (76 kişi) olmak üzere lisans (%58,9; 56 kişi) ve lisansüstü (%41,1; 39 kişi) eğitim düzeyine sahip, dine ilgisinin orta (%57,9; 55 kişi) ve yüksek düzeyde (%42,1; 40 kişi) olduğunu belirten 95 kişi oluşturmaktadır. Bilgelik algısını ölçmek için katılımcılara online Bilge Kavramına Dair Metafor Algısı Formu uygulanarak, “Bana göre bilge …. gibidir/benzer. Çünkü ….” şeklindeki ifadeyle; kendi hayatlarındaki bilge kişi yansımasını görmek için “Hayatımda kararlarını isabetli bulduğum, bana yol gösteren, örnek aldığım kişi ….. dır/dir. Çünkü ….” şeklinde açık uçlu ifadeler doldurtulmuştur. Elde edilen veriler, içerik analizi ile çözümlenmiştir. Katılımcıların bilge kişi için oluşturduğu 64 farklı metafor, yoğunluklu olarak bilgiye kaynaklık eden kişi, olgun/kâmil kişi, aydınlatan-yol gösteren kişi kategorilerinin öne çıktığı 7 kategoride analiz edilmiştir. Kişilerin hayatlarında etki bırakan, örnek aldıkları kişiye dair içerikler ise aile bireyi, dini şahsiyet ve arkadaş kategorilerinin öne çıktığı 8 kategori altında yapılandırılmıştır.

Open Access
Relevant
Teachers' Opinions on Teaching Cultural Values in The Context of the Socialization Role of School

In this research, it is aimed to investigate the classroom and out-of-class practices that classroom teachers do while transferring cultural values to students. The research was carried out by interview method based on a qualitative approach with an interpretative tradition. The participants of the study consisted of people working as teachers in different cities in Turkey. The data were collected through an interview form developed by the researcher, including open-ended questions, and interviews. Participants participated in the research by choosing the most appropriate interview form or interview. Thematic analysis was applied on teachers' opinions. Accordingly, a total of 29 codes belonging to 4 themes were created under 1 main theme. A main theme named School and Cultural Values was created. Under this main theme, themes such as Cultural Values, School and Socialization, Education Program and Teacher Practice were created based on teacher opinions. This research, besides revealing the current situation regarding the socialization processes in Turkey's education system, puts its analytical emphasis on teacher practices inherent in secondary socialization processes. Within the framework of this overview, the starting point of this research is how aware teachers are of socialization processes at school and how they reflect this awareness to their practices.

Open Access
Relevant
Farklı Kültürlerden Ebeveynlerin “Aile” ve “Çocuk” Metaforları: Türkiye ve Endonezya Örneği

Bu çalışmada, farklı kültürlerden ebeveynlerin “aile” ve “çocuk” metaforlarının incelenmesi amaçlanmıştır. Çalışma grubu Türkiye’den (n=40) ve Endonezya’dan (n=45) gönüllü ebeveynlerden oluşmuştur. Nitel araştırma desenindeki çalışmada katılımcılardan “Aile…gibidir. Çünkü…” ve “Çocuk…gibidir. Çünkü…” cümlelerini tamamlamaları istenmiştir. Verilerin analizinde kodlama, kategori oluşturma aşamaları izlenerek metafor kategorileri ve sayıları belirlenmiştir. Sonuç olarak “aile” metaforlarının Türk ebeveynlerde “birlik/beraberlik/bütünlük, korunma/güven, yaşam kaynağı, psikolojik iyi olma, gelişim” ve Endonezyalı ebeveynlerde “korunma/güven, psikolojik iyi olma, birlik/beraberlik/bütünlük, en değerli şey, öğrenme ortamı, emek/çaba” şeklinde sıralandığı belirlenmiştir. “Çocuk” metaforlarının Türk ebeveynlerde “psikolojik iyi oluş, bakım ve koruma, eğitim, masumiyet/saflık, yatırım, anne-babanın parçası/yansıması, sorumluluk” ve Endonezyalı ebeveynlerde “değerli varlık, eğitim, anne-babanın parçası/yansıması, bakım ve koruma, sorumluluk, yatırım, psikolojik iyi olma, öğretici” şeklinde sıralandığı belirlenmiştir. Her iki kültürde ortak olan “aile” metaforunun “ev/yuva, ağaç, bahçe” ve “çocuk” metaforunun “boş kâğıt” olduğu görülmüştür. Aile metaforları Türk kültüründe ağırlıklı olarak "ağaç", Endonezya kültüründe ise "ev/yuva" şeklinde ve çocuğa ilişkin metaforların Türk kültüründe çoğunlukla “mutluluk/sevinç” gibi duygusal, Endonezya kültüründe ise “mücevher, altın, inci, elmas” gibi değerli nesneler olduğu görülmüştür. Çocuk ve aileye ilişkin metaforların kültüre özgü değer, inanç ve aile yapısından etkilendiği ortaya konmuştur.

Open Access
Relevant
Value Erosion in Turkey: An Analysis of the ‘Esra Erol’da’ Program and its Impact on the Notion of Family Unity

Medyanın gelişmesi ve değişmesiyle değerlere yüklenen anlamlar da değişmiş toplumun olaylara ve davranışlara yaklaşımı yeni boyutlar kazanmıştır. Kadınların sesi olma ve çeşitli sorunları çözme iddiasıyla ortaya çıktığı ifade edilen programlarla toplumda yaşanan değer erozyonları da daha görünür olmuştur. Bu çalışmada, bu programlardan biri olan “Esra Erol’da” programında yer alan, özellikle aile içinde yaşanan olaylar analiz edilerek Türkiye’deki değer erozyonları ve bu erozyonlara neden olan durumlar ortaya konulmaya çalışılmıştır. Bu amaçla, nitel araştırma yöntemlerinden örnek olay (durum-vaka) incelemesi deseni kullanılmıştır. 2018-2022 yılları arasında her yılın başında, ortasında ve sonunda yayınlanan üçer olay seçilmiş ve toplamda on beş vaka incelenmiştir. Görüntüye dayalı doküman analizi yapılarak, veriler söylem analizi yoluyla içerik analizine tabi tutulmuştur. Araştırmanın sonucunda ahlaki/dini (sadakatsiz olma, iffetsiz olma, kötü niyetli olma, vs.), insani (bencil olma, güvenilir olmama, sorumsuz olma, vs.) ve toplumsal (toplumsal olaylara duyarsızlık, aileye önem vermeme, etik kurallara bağlı olmama, vs.) olmak üzere üç tema bağlamında değerlere yönelik erozyonlar tespit edilmiştir. Bu erozyonların nedenleri; sosyal medyanın amacına uygun kullanılmaması, çarpık aile ilişkilerinin varlığı, aile sevgisinden yoksunluk, gizlilik ve mahremiyetin ihlali, güven ve aidiyet eksikliği ve olumsuz ekonomik durum olarak görülmüştür.

Open Access
Relevant
Jandarmada Ahlak ve Değer Eğitimi

Ahlak ve değer eğitimi, toplumların gelişmişlik düzeyini yansıtan önemli göstergelerdendir. Şüphesiz her toplumun kendine özgü değerleri olduğu gibi her mesleğin de kendisini özgün kılan bazı ahlaki ve değer ölçütleri bulunur. Bu kapsamda jandarma mesleği de özellikleri itibariyle diğer mesleklerden ayrılır. Türk jandarması terörle mücadeleden asayişin sağlanmasına, sınır güvenliğinden kaçakçılığa kadar birçok problemle başarıyla mücadele etmektedir. İşte bu başarısının altında ahlak ve değer eğitiminin önemi büyüktür. Bu eğitimlerin yanı sıra yurt sevgisi/bilgisi gibi derslerde vatan sevgisi düsturunu personele kazandırmaktadır. 
 Kurulduğu günden bugüne hangi rütbede olursa olsun jandarma personeli, nitelikli birer kolluk kuvveti olarak ülke güvenliğine hizmet etmektedir. Şüphesiz bu hizmetin başarılı olabilmesi için sistemli bir eğitim organizasyonu ve hem akademik hem de mesleki bilgi birikim gerekmektedir. Ayrıca bunun yanında ahlaklı, değerlerine bağlı ve yüreği vatan sevgisiyle çarpan personeller yetiştirilmelidir. Bu çerçevede Jandarma Okullarının teşkilatlandığı XX. yüzyılın ilk çeyreğinden 2016 yılında kurulan Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi’ne kadar geçen süreçte eğitim programları incelendiğinde ahlak, değer ve yurt bilgisi derslerinin bazı dönemlerde müfredata eklendiği ve bu alanlara yönelik konuların önemle üzerinde durulduğu görülmektedir. Bu çalışmada, Erken Cumhuriyet evresinden günümüze jandarma eğitiminde ahlak ve değer eğitimine ne ölçüde yer verildiği, yayımlanan müfredatlar ve çeşitli materyaller aracılığıyla incelemeye tabi tutulmuştur. Neticede jandarma eğitiminde bu konunun önemli bir yer kapladığı sonucuna ulaşılmıştır.

Open Access
Relevant